(birine) sırtını dayamak (veya vermek)

(birine) sırtını dayamak (veya vermek)

1) bir yere dayanmak, yaslanmak: “Kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi.” -S. F. Abasıyanık. 2) güçlü birine, bir yere güvenmek.


(birine) sırtını dayamak (veya vermek) ile benzer kelimeler

cevabı dikmek (veya dayamak veya yapıştırmak)

hlk. kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek: “Usta hemen cevabı yapıştırmıştı.” -N. Hikmet.

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

sırt (veya sırtını) çevirmek

1) bir şeye veya birine önem vermemek: “Batı âlemi Türkiye'den vazgeçemez, bizi yalnız bırakamaz, askerî ihtiyaçlarımıza sırt çeviremez...” -T. Halman. 2) bir şeyden veya bir kimseden desteğini, ilgisini kesmek; 3) birine darılmak.

(birine veya bir şeye) çekidüzen vermek

1) düzgün duruma getirmek, düzeltmek: “Bir iki yutkunup sesine çekidüzen verdikten sonra şu ninniyi tutturdu.” -O. C. Kaygılı. 2) belirlenen ölçülere uydurmak.

(birinin) sırtını sıvazlamak

birini desteklediğini göstermek.

(birinin) sırtını yere getirmek

1) güreşte hasmı sırtüstü yere yatırarak yenmek; 2) üstün gelmek.

sırtını dönmek

sırt çevirmek.

(birine) madik atmak (veya etmek veya oynamak)

argo dolap çevirmek, hile yapmak.


"(birine) sırtını dayamak (veya vermek)" karakter analizi

  • (birine) sırtını dayamak (veya vermek), 38 karakter ile yazılır.
  • ( harfi ile başlar, ) harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • '(', 'b', 'i', 'r', 'i', 'n', 'e', ')', ' ', 's', 'ı', 'r', 't', 'ı', 'n', 'ı', ' ', 'd', 'a', 'y', 'a', 'm', 'a', 'k', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', ')', şeklindedir.
  • (birine) sırtını dayamak (veya vermek) kelimesinin tersten yazılışı ' )kemrev ayev( kamayad ınıtrıs )enirib(' diziliminde gösterilir.