zengin

zengin Far. seng³n

sf. 1. Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı: “Şık, zengin, keyfi yerinde, yazı Avrupa'da ve kışı Beyrut'ta geçiren Suriyelilerden biri idi.” -F. R. Atay. 2. Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan: Zengin bir dil. Zengin bir kitaplık. Zengin bir anlatım. 3. Verimli: Zengin bir doğa. 4. Gösterişli: Zengin bir giysi. 5. Çok, bol: “Türk tiyatro tarihi üzerinde çalışanlar için zengin malzeme ihtiva eden metni burada yayınlarken sadece bir iki noktaya işaret etmekle yetineceğim.” -F. İz.

< Far. sengin) zengin

zengin

Zengin || zengün

Zengin Köken: Far.

Cinsiyet: Erkek 1. Parası, malı çok olan, varlıklı. 2. Verimli. 3. Gösterişli.

---

zengin ile benzer kelimeler

anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi? “hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar” anlamında kullanılan bir söz.

(birini) zengin etmek çok mal ve para sahibi yapmak.

dolgu maddesince zengin yemler İng. bulk, balast matters Sindirim sistemini mekaniksel olarak dolduran, hayvana tokluk hissi veren, kuru maddesinde % 18’den fazla ham selüloz içeren saman, kavus ve kabuklarla koçanlar.

enerji bakımından zengin yemler İng. energy feeds Kuru maddesinde en az 5 MJ/kg net enerji laktasyon veya 9 MJ /kg metabolik enerji içeren tahıl taneleri, bitkisel veya hayvansal yağlar gibi yemler.

gönlü zengin sf. Para ve malını imkânları ölçüsünde esirgemeden veren (kimse).

malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür “züğürt, yokluk içinde bulunduğundan yiyemez, varlık içinde olduğu hâlde yiyemeyen de bunun gibidir” anlamında kullanılan bir söz.

proteince zengin yemler İng. protein feeds Kuru maddesinde % 30’dan fazla ham protein bulunduran küspeler ve hayvansal kökenli yemler.

vitamin bakımından zengin yemler İng. vitamin feeds Yapısında bir veya daha fazla vitamini yüksek düzeyde içeren balık karaciğeri gibi yemler.

---