yürek

yürek, -ği

a. 1. anat. Kalp. 2. Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül: “Fazıla Hanım'ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu.” -S. F. Abasıyanık. 3. Kupa (I). 4. mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret: Bu iş yürek ister. 5. mec. Acıma duygusu: “Ona merhume demek bile yürek parçalayıcı bir şeydir.” -R. N. Güntekin. 6. hlk. Mide, karın, iç: “Ayşe Hanım, kahveciden limon şekeri almış, yürek ferahlatır diye uzatıyor.” -S. M. Alus.

yürek Fr. Cœur-Lat. cos, Gr. cardia
yürek

1. Karın, mide, bağırsak. 2. Parmak uçlarında, tırnağın altındaki yumuşak et.

yürek

Lop yumurta sarısı.

yürek

Yüreklilik, cesaret.

yürek İng. heart

Ritmik kasılmalarıyla kanın dolaşımını sağlayan ve devam ettiren, değişik sayıda odacıklara ayrılmış ya da tüp biçiminde, kaslı bir organ. Kalp.

yürek Osm. kalb

(biyoloji)

yürek İng. hearth

Ritmik kasılmalarıyla kanın dolaşımını sağlayan ve devam ettiren, değişik sayıda odacıklara ayrılmış veya tüp biçiminde, kaslı bir organ. kalp.

yürek

bk. kalp.

yürek İng. heart

Ritmik kasılmalariyle kanın dolaşımını sağlayan ve devam ettiren ve değişik sayıda odacıklara ayrılmış ya da tüp biçiminde olan içi boş bir kas organı

yürek

1. Mide. 2. Cesaret.

---

yürek ile benzer kelimeler

artımlı özgüsel yürek ivgenliği Fr. Bouveret (maladie de), tachycardie essentielle paroxystique

artımlı yürek ivikliği Fr. Tachycardie paroxystique

aşırı yürek basımı Fr. Hypersystolie

“bamberger” yürek-öpkesel tavuru Fr. Bamberger (mouvement cardio-pneumatique de)

bavur-yürek iriliği Fr. Cardio-hépatomégalie

bıngıldam seyrekliği (yürek) Fr. Bradycardie, brachycardie ; ralentissement des battements du Cœur

(birinde) yürek Selânik olmak şaka çok korkmak ve çok heyecanlanmak: “İkisinde de yürek Selânik.” -H. R. Gürpınar.

bölgeçsel yürek düşüklüğü Fr. Cardiophrénoptose

---