yoğun

yoğun

sf. 1. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. 2. Koyu, kalın: Yoğun bir sis. 3. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.): “Puslu havaya yoğun bir kükürt kokusu sinmiş.” -A. Ağaoğlu. 4. mec. Artmış, çoğalmış bir durumda olan: O bölgede nüfus yoğundur. 5. mec. Dolu, sıkı, sıkışık, çok. 6. mec. Şişman, iri, tombul: “İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar...” -A. İlhan. 7. hlk. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).


yoğun Fr. Arrête-bœuf
yoğun Fr. Compact
yoğun

1. Kaba, kalın, iri (elek, iğne vb.). 2. Ağır. 3. Sağlam.


yoğun

Koyu.


yoğun

1. Biçimsiz, kısa boylu, çirkin. 2. İnatçı, ayrı baş çeken. 3. Mankafa. 4. Beceriksiz.


yoğun

Tembel


yoğun

< ET yogun: tembel; kalın; kaba. || yoğun adam: tembel adam


yoğun İng. dense

Özgül ağırlığı yüksek olan.


yoğun İng. dense

Bulunduğu evrede, birim oylumda görece kütle niceliği daha yüksek olan.


yoğun İng. dense

Birim hacim kütlesinin bağıl olarak daha yüksek olması.


yoğun İng. dense

Yüksek yoğunluk özelliği gösteren.


yoğun Osm. kesif

(fizik)


yoğun İng. dense

1. genel uygulayım: a. Kalın, sıkı. b. Oylumuna göre ağırlığı çok olan. 2. fizik, kimya: Yoğunluğu yüksek olan.


yoğun, (yovun)

1. Çapta kalın. 2. Sesçe kalın. 3. İri, büyük. 4. Kalınlık. 5. Kaba, sert, şedit. 6. İşe yaramaz. 7. Derinlikçe kalın.


Yoğun Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Oylumuna oranla ağırlığı çok olan. 2. Dolu, sık. 3. Kalabalık. 4. İri, kaba, kalın.


Yoğun

Diyarbakır ili, Yoğun bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


yoğun ile benzer kelimeler

az yoğun gelişme

İng. open development

Belli bir kentin, ortalama yapı yoğunluğunu alçak tutarak gelişmesi.

boynu yoğun

Şişman, boynu kalın.

emek yoğun

İng. labour intensive

Bir malın üretiminde veya bir kesimde kullanılan emek/sermaye oranının diğer bir malın üretiminde veya diğer bir kesimde kullanılandan daha yüksek olması.

emek yoğun mal

İng. labour intensive commodity

Diğer mallara göre, üretiminde emeğin sermayeden daha çok kullanıldığı mal, diğer bir deyişle emek yoğun teknolojiyle üretilen mal. krş. sermaye yoğun mal

emek yoğun sanayi

İng. labour intensive industry

Üretim sürecinde girdi olarak sermayeye oranla emeğin daha fazla kullanıldığı, diğer bir deyişle emek yoğun teknolojinin kullanıldığı sanayi. krş. sermaye yoğun sanayi

emek yoğun teknik

bk. sermaye tasarruf edici teknik

emek yoğun teknoloji

İng. labour intensive technology

Bir malın üretiminde veya bir kesimde kullanılan emek/sermaye oranının diğer bir malın üretiminde veya diğer bir kesimde kullanılandan daha yüksek olduğu teknoloji. krş. sermaye yoğun teknoloji

her yerde yoğun küme

İng. everywhere dense set

Uzayın yoğun alt kümesi.


"yoğun" karakter analizi

  • yoğun, 5 karakter ile yazılır.
  • y harfi ile başlar, n harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'y', 'o', 'ğ', 'u', 'n', şeklindedir.
  • yoğun kelimesinin tersten yazılışı ' nuğoy' diziliminde gösterilir.

(n,o,u,y,ğ) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yağmur ormanı
İng. rain forest

Yılda 254 cm'den fazla yağmur düşen tropik orman.

süt yoğunölçeri
Dgr. laktodensimeter
yük yoğunluğu
İng. charge density

Birim yüzölçümüne ya da birini oylumca düşen yük tutarı.


Yusufoğlan

Sivas ili, Çırçır bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Yunusoğlu

Adana ili, Doğankent bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


İçel ili, Tarsus ilçesi, merkez bucağına

yoğun - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
y3
o2
ğ8
u2
n1
Toplam puan değeri16