yayınık

yayınık

sf. fiz. Pürüzlü yüzeyde yansıyan (ışık).

yayınık Fr. Etendue
yayınık Osm. münteşir

(fizik)

yayınık ile benzer kelimeler

İng. uniform diffuse transmission

Geçen akının uzaysal dağıtımının, bütün doğrultularda aynı ışıklılığı verecek biçimde olduğu yayınık geçme.

İng. uniform diffuse reflection

Işıklılığın bütün doğrultularda aynı olduğu yayınık yansıma.

bk. karışık yansıma.

İng. diffused lighting

Bir nesne ya da çalışma düzlemi üzerine baskın bir doğrultusu olmayan bir ışığın düşmesiyle elde edilen aydınlatma, bk. doğrultulu aydınlatma.

İng. diffuse series

Işık yayı özgesinde gözlenen belirtken çizgiler.

İng. diffuse transmission

Işığın, normal ölçekte, kırılma yasalarının dışında, pek çok doğrultuya dağılarak geçmesi.

İng. diffuse transmission factor (İngiltere'de), diffuse transmittance (Amerika'da)

Yayınık geçmeyle (düzgün geçmeden başka yollarla) geçerek bütün doğrultulara yayınan ışık akısının gelen bütün ışık akısına oranı.

İng. diffuse reflection

İçinde, olağan ölçekte, düzgün yansımanın bulunmadığı bir yansımayla ışığın yayınması.

yapyakın zf. (ya'pyakın) Çok yakın: Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz görüyor. -R. N. Güntekin.
tüneldeki yılan bk. Avrupa Para Yılanı Sistemi
termit kaynağı İng. thermite weld Termit kaynağı yapma işlemi sonucu oluşmuş kaynak.
yük-kutle oranı İng. charge-mass ratio Yüklü bir parçacığın ya da bir üşerin, elektriksel yükünün kütlesine oranı.
Yukarıılıpınar Kastamonu ili, İğdir bucağına bağlı bir yerleşim birimi.