yaşlı
(I) sf. 1. Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse): Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın. -E. Şafak. 2. Uzun yılları geride bırakmış: Yaşlı ağaç
II) sf. Yaşla dolmuş (göz): Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. -Ö. Seyfettin.yaşlı İng. aged
Yaşlanmış olan.
yaşlı ile benzer kelimeler
ala yaşlıOrta yaşlı adam: Adamcağız iken öldü. |
havanın gözü yaşlınerede ise yağmur yağacak anlamında kullanılan bir söz. |
orta yaşlısf. Ne genç ne de yaşlı olan: Onu en evvel çocuk, sonra genç, sonra gözlerimle görmüştüm. -A. Ş. Hisar. |
yaşlı adamİng. heavy father, old manBulvar oyunlarında ya da baba rolü. |
yaşlı alaşımİng. aged alloyYaşlanmaya uğramış alaşım. |
yaşlı başlısf. Yaşlı ve görgülü, olgun: Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler. -M. Kaplan. |
yaşlı ılıncıklarİng. delayed fission neutronsÇekirdek bölünümü sırasında, ölçülebilir bir süre geçtikten sonra salınımlanan ılıncıklar. |
yaşlı köpek ensefalitisiİng. old dog encephalitisKronik, ilerleyici, dairesel ve sallantılı yürüyüş, körlük, zihinsel bozukluklarla belirgin, orta yaşı geçmiş köpeklerde görülen, dört ay içerisinde koma ve ölümle sonuçlanan bir hastalık. Köpek gençlik hastalığı virüsü tarafından ... |
"yaşlı" karakter analizi
- yaşlı, 5 karakter ile yazılır.
- y harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'y', 'a', 'ş', 'l', 'ı', şeklindedir.
- yaşlı kelimesinin tersten yazılışı ' ılşay' diziliminde gösterilir.
(a,l,y,ı,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yatıştırabilmek(-i) Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak. |
yatıştırabilmea. Yatıştırabilmek işi. |
yaşlık, -ğıa. Yaş olma durumu, ıslaklık: Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı |
yanışlıNakışlı, işlemeli Yanışlı İçel ili, Ovacık bucağına bağlı bir yerleşim birimi. |
yanışlamakYansılamak, alay etmek. Nakışlamak. 1. Yanıltmak. 2. Yanlışını çıka |
yaşlı - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
y | 3 |
a | 1 |
ş | 4 |
l | 1 |
ı | 2 |
Toplam puan değeri | 11 |