yalan

yalan

a. 1. Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz, kıtır: “Yalanı en güzel kullanmış olanlar eski Şarklılardır.” -A. Haşim. 2. sf. Uydurma.

yalan

Yalancı: Adama garşı yalan çıktım.

yalan

< ET yalgan: yalan. || yalan palan: uydurma sözler || yalan yere yohdan: gereksizce

< ET yalgan) Yalan// yalan yahşi: öteden beriden, şaka şenlik// yalan yanniş: ileri geri (konuşulmuş söz)

yalan

Yalancı, vefasız, sözünde durmaz.

---

yalan ile benzer kelimeler

mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan “bu dünya gelip geçicidir, mala mülke fazla değer vermemek gerekir” anlamında kullanılan bir söz.

yalan tanıklık vermek, (yalan tanukluk vermek) Yalancı şahitlik yapmak, yalan şahadette bulunmak.

ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar “insanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir” anlamında kullanılan bir söz.

arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar “bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer” anlamında kullanılan bir söz.

beyaz yalan a. Karşısındakini üzmemek veya zarar vermemek için söylenen masumca yalan.

bir ayak üstünde bin yalan söylemek çok kısa sürede pek çok yalan söylemek: “Bir ayak üstünde kırk yalanın belini büktüğü hâlde para hesabına bir türlü akıl erdiremez, bakkala bozdurulan paranın gerisini daima eksik getirirdi.” -R. N. Güntekin.

dünya tükenir, yalan tükenmez “dünyada çok sayıda yalancı vardır, bunları huylarından vazgeçirmek de imkânsızdır” anlamında kullanılan bir söz.

katmerli yalan a. Üst üste söylenmiş yalanlar.

---