VâK ile başlayan kelimeler

VâK ile başlayan veya başında VâK olan kelimeler listeleniyor. Kelimeler Türk Dil Kurumu (TDK) ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur.

VâK ile başlayan kelimeler harf dağılımı

19 harfli

vakit saat aramamak

18 harfli

vakumlu ısıl işlem, vakitler hayrolsun

17 harfli

vakum ambalajlama, vaktın birliğinde, vakit kaybetmeden

16 harfli

vakum regülatörü, vakum çözündürme, vaktini şaşmamak, vakitli vakitsiz

15 harfli

Vakıfgeçitveren, vaka-yı hayriye

14 harfli

vaktizamanında, vaktını düzmek, vaktı düzünmek, vaksinya virüs, vakit öldürmek, vakit nakittir, vakit kazanmak, vakit geçirmek, vakıf kitaplık

13 harfli

vakumlu örtme, vakum ventili, vakum pompası, vakum kurutma, vakum hortumu, vakti olmamak, vaksinoterapi, vakıf toprağı, vakıf arazisi

12 harfli

vakum fırını, vaktikerahet, vakti gelmek, Vakıfiğdemir, Vakıfbelören, vakıf senedi, vakıf kurmak, vakanüvislik

11 harfli

vakvaklamak, vakti olmak, vaksinasyon, vakitsizlik, vakit vakit, vakıt hergi, vakır vakır, vâkıf olmak, vakıf kitap, vakfedilmiş, vakfedilmek, vakarsızlık

10 harfli

vakvaklama, vakummetre, vakumlamak, vakit yeli, vaki olmak, Vakıfköprü, Vakıfaktaş, vakıf malı, Vakfıkebir, vakfedilme, vakayiname

9 harfli

vakumlama, vaksiniya, vakıfname, vakfetmek, vakanüvis

8 harfli

vaktiyle, vaktinde, vakta ki, vaklamak, vakitsiz, Vakıflar, vakfetme, vakarsız

7 harfli

vakumlu, vakonda, vaklama, vakitli, vakitçe, vakıtlı, Vakıflı, vakfiye, vakarlı, vak vak

6 harfli

vakvak, vaküol, vakuol, Vakkas, vaketa, vakari, vakaka

5 harfli

vakur, vakum, vâkke, vakit, vakıt, vakıf, vakıa, vakfe, vaket, vakat, vakar

4 harfli

vaks, vaki, vaka

(k,v,â) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

abandırıvermek

(-i, -e) Çabucak abanmasını sağlamak.

abanıvermek

(-e) (abanı'vermek) Ansızın, çabucak abanmak.

abeşivermek

Sarmaşmak, kucaklaşmak: Haydi kardeşim abeşiver.

abıkevser Far. ¥b + Ar. kev²er

a. (a:bıkevser) esk. Cennette bulunduğuna inanılan ırmak, havuz veya

abıyakavlak

Eli boş, cascavlak.

abiyotik çevre İng. abiotic environment

(Yun. a: ..sız, ..siz; bios: hayat) Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorg

ablavutlaşmak

(nsz) Ablavut duruma gelmek.

ablavutluk , -ğu

a. Ablavut olma durumu.

accık vermek

Nisbet yapmak, imrendirmek, kıskandırmak.

acemileşivermek

(nsz) (acemileşi'vermek) Acemi olmamasına karşın acemi gibi davranmak.

Kelime Motoru