tatlı

tatlı

sf. 1. Şeker tadında olan: Tatlı elma. Tatlı nar. 2. Acı olmayan, acı karşıtı: Tatlı salatalık. Tatlı su. 3. a. Şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek: Baklava, revani, lokma birer tatlıdır. 4. mec. İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren: “Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı.” -Y. Z. Ortaç. 5. mec. Sevimli, hoş: Tatlı bir çocuk. 6. zf. mec. Hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla: Ne tatlı bakıyordu.

tatlı Fr. Doux
tatlı

1.İncir. 2.Bal : Çarşıdan tatlı aldım.

Tatlı Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Lezzetli. 2. Hoşa giden, şirin.

Tatlı

Çorum ili, Sungurlu ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Tatlı

Hakkâri ili, Yüksekova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Tatlı

Siirt ili, Bağlıca bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

tatlı ile benzer kelimeler

tatlı tatlı zf. Güzel, hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla, güzel güzel: “Kız ise göz kapaklarını kapatıp açmıştı.” -Ç. Altan.

acı tatlı zf. İyi kötü: “İşi bir ucundan tuttuk, konuşup durduk.” -A. Ağaoğlu.

Avrupa tatlı su yılan balığı Lat. Anguilla anguilla Yılan balığı.

canı tatlı sf. Sıkıntıya ve acıya katlanmak istemeyen (kimse).

hamı tatlı Toparlak erik.

insanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var? “insan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir” anlamında kullanılan bir söz.

sivri tatlı su salyangozu İng. limnaea Karından ayaklılar (Gastropoda) sınıfının, akciğerli salyangozlar (Pulmonata) takımından, kabuğu ince, tepesi sivri, son kıvrımı büyük olan türleri içine alan bir yumuşakça cinsi. Lat. Limnaea

tatlı aş 1.Düğün yemeği. 2.Aşure.

---