taşıma

taşıma

a. Taşımak işi: “Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim.” -H. C. Yalçın.

taşıma İng. transport

Bir maddenin bir yerden başka bir yere taşınması. Transport.

taşıma İng. move

Veriyi ana bellekte bir yerden başka bir yere aktarma.

taşıma Alm. Tragen

Cimnastikte, kasları bir yüke karşı çalıştıran alıştırma türü.

taşıma İng. transport

Ülkeler arasında ya da bir ülkenin ulusal sınırları içinde yolcuların ve çok daha önemli olarak tecim mallarının, alındığı yerden gideceği ya da kullanılacağı yere, çeşitli ulaşım araçlarından yararlanılarak götürülmesi.

taşıma

nakliyye. ~ sözleşmesi: nakliyye mukavelesi.

taşıma İng. transportation

Kara, deniz ve havayolu ile her türlü mal, hayvan ve insanın bir yerden başka bir yere götürülmesi.

taşıma İng. transportation

Kimyasal tepkimeler veya fiziksel olaylarda maddenin uzay içinde bir konumdan başka bir konuma götürülmesi.

taşıma Osm. nakil

(taşın) (coğrafya)

taşıma İng. transport

Yönetmeliğe aykırı olarak topun bir an elle götürülmesi.

---

taşıma ile benzer kelimeler

adam taşıma İng. manriding

adam taşıma kuyusu İng. manway shaft

akarsuyun taşıma gücü İng. capacity Akarsuyun taşıyabileceği ve sürükleyebileceği maddelerin miktarı.

aksonla taşıma İng. axonal transport Sinir hücresinin hücre gövdesi ile akson ucu arasında küçük sitoplâzma kesecikleri içindeki maddenin, iki yönlü de olabilen aktif taşınması.

aktif taşıma a. biy. Bir maddenin hücre zarından hücre içine veya dışına enerji harcanarak taşınması. İng. active transport Konsantrasyon farkına karşı maddelerin metabolik enerji kullanılarak zardan taşınması. Bazı maddeler hücre i...

ana taşıma katı İng. main haulage level

araçla taşıma İng. tramming

bileşik taşıma bk. bütünleşik taşıma

---