tarassut etmek

tarassut etmek

gözlemek, gözetlemek: Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu. -A. Gündüz.

tarassut etmek ile benzer kelimeler

, -du Ar. tara¹¹ud

a. esk. Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma: Tarassut mevkisinde sıramızı bekleyerek düşman siperlerini tetkik etmeye başladık. -H. S. Tanrıöver.

İstişare etmek

Alışveriş yapmak.

Bertaraf etmek, ortadan kaldırmak.

Musadif kılmak, karşılaştırmak

Çile haline getirmek, kelep yapmak

bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak: En güzel zamanında hiç olmayacak bir şey çıkarır, dünyayı kendine zehir edersin. -R. N. Güntekin.

1. Rast getirmek, karşı karşıya getirmek, nail etmek. 2. Müptelâ kılmak, giriftar etmek, uğratmak. 3. Havale etmek

't', 'a', 'r', 'a', 's', 's', 'u', 't', ' ', 'e', 't', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
tarassut etmek kelimesinin tersten yazılışı ' kemte tussarat' diziliminde gösterilir.

fermante sucuk İng. fermented sausage Kıyılmış etin, kür tuzu ve baharatlarla çeşnilendirilip doğal kılıflara doldurulduk
yürek soğutmak sevmediği birinin bir felakete uğramasına sevinmek: Seyrimize çıktınız değil mi? Yürek soğutuyorsunuz değil mi? Allah sizi
yumurtlak kesim Fr. Ovariotomie
yumurta kesesi İng. yolk sac 1. Bir balığın yumurtalarını çevreleyen zar. 2. Larvaların beslenmesi için gerekli yumurta s
Yukarımescit Kastamonu ili, Doğanyurt ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Sivas ili, Bulucan bu