tan

tan

a. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir.

tan

Ufuk.

tan

Ululuk.

tan

Kadar

tan

< Ar. ta'n: ayıplama. || ten

tan

bk. gün ağarması.

tan İng. twilight

Güneş, gözlerinin az altında iken havanın aydınlık olması ; günağarması ve günkararması olaylarının ortak adı.

tan Osm. seher

(astronomi)

tañ (I)

Şafak vakti.

tañ (II)

bk. dan.

Tan Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.Cinsiyet: Erkek 1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.

Tan

Çin tiyatrosundaki dört önemli tip öbeğinden biri : kadınlar. Hua Tan, işveli, akıllı ve şuh genç kadın, Wu Tan, savaşçı, genç kadın, öteki öbekler için. bk. Şeng, Çou ve Çing.

---

tan ile benzer kelimeler

alar tan Alar sabah, alaca sabah.

Allah´tan 1) iyi ki: “Allah'tan sessizdi sarhoşluğu.” -C. Uçuk. 2) yaradılıştan: Gözleri Allah'tan sürmeli.

Allah´tan kork! “yapma, utan, yazıktır!” anlamında kullanılan bir söz.

Allah´tan korkmaz can yakıcı, insafsız, acımasız.

Allah´tan umut kesilmez genellikle ağır hastalar için söylenilen “iyileşebilir” anlamında kullanılan bir söz: Durumu ağır ama Allah'tan umut kesilmez.

dañ, (tañ (II)) 1. Hayret, teaccüp. 2. Şaşılacak şey, hayrete şayan dan Sabah vakti, tan. dan İç donu, pantalon. dan 1. İstek. 2. Alın yazısı. dan Sonuç, son. da...

dañ değil, (tañ değil) Şaşılmaz

dañ görmek, (tañ görmek) Garip, acip görmek

---