strese sokmak

strese sokmak

gerilime, sıkıntıya sokmak.

strese sokmak ile benzer kelimeler

gerilmek, sıkıntıya girmek: Evine görücü gelecek kız tarafı strese girerdi. -Ü. Dökmen.

iğnelemek, acı söz söylemek.

birini, kötü sonuçlar verecek bir duruma itmek: Ayrıca benim başımı belaya sokmaktan da çekinmiş olabilir. -A. Ümit.

sıkıntılı bir duruma girmek veya getirilmek.

bir şeyi biçimlendirmek: Onlara bu yaşta biçim verecek olan hocaları, ana babaları, büyük yaşta akrabalarıdır. -B. Felek.

barınacak bir yer bulmak: Çok şükür başımızı bir yere soktuk, şimdilik tatlı söyleyelim tatlı yiyelim. -Z. Selimoğlu.

Aşağılamak, sözle küçük düşürmek.

gerekmeden her işe karışmak: Bir kere burnumu sokmuştum işin içine, sonuna kadar gitmekten başka çare yoktu. -E. Bener.

's', 't', 'r', 'e', 's', 'e', ' ', 's', 'o', 'k', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
strese sokmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamkos eserts' diziliminde gösterilir.

ters türs olmak Bozulmak, düzeni bozulmak.
mikrogametosit İng. microgametocyte (Yun. mikros; küçük; gametes: eş; kytos: boşluk) Bazı protozoonlarda mikrogameti vere
zoraki istem İng. forced rider Nüfus cüzdanı, ilköğretim eğitimi, askerlik hizmeti, iyi hal kâğıdı, ikâmetgah belgesi,
yürek soğutmak sevmediği birinin bir felakete uğramasına sevinmek: Seyrimize çıktınız değil mi? Yürek soğutuyorsunuz değil mi? Allah sizi
yürek oynatması Kavga, can sıkıcı olay: Durduğu yerde çıkarmasana. Can sıkıcı olay ya da durum yaratan.