sızma

sızma

a. 1. Sızmak işi. 2. Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi. 3. sf. Sızdırılmış: Sızma zeytinyağı.

sızma

Kavrulmuş parça et, kıyma

sızma İng. infiltration

Yağmur ve kar sularının, çatlak ya da geçirimli katmanlardan yeraltına geçmesi olayı.

sızma İng. infiltration

Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi.

sızma İng. tunnelling

Nicemsel taneciğin, erke engelinin üstünden geçecek denli devinim erkesi olmadığı halde arkaya geçebilmesi olayı.

sızma İng. seepage

1.Bir sıvının gözenekli bir malzeme içerisinden süzülmesi. 2.İki fazın ayrılması.

sızma İng. infiltration
sızma İng. leaking

Fırın ya da yunak ortamlarının dışarı kaçması olayı.

sızma Osm. tereşşuh

(sızıntı), (sızım) (coğrafya)

sızma

bk. süzülme.

sızma İng. Percolation

Dipteki gözenek ve çatlaklar yoluyla, suların yeraltına kaçma olayı.

Sızma

Konya ili, Sille bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

sızma ile benzer kelimeler

İng. penetration of barrier

Nicem düzeneğinde, üstünden aşmaya devinim erkesi yetmese de, nicemsel bir taneciğin bir engelden öbür yana sızabilmesi olayı.

İng. packing

Hareketli parçalar arasından akışkanın sızmasını önleyen yağlı ip.

İng. stuffing box ring

Sızma ipinin, musluk milini saracak biçimde sıkışmasını sağlayan, yüksüğe benzeyen parça.

İng. stuffing box

Suyun vana mili çevresinden sızmaması için, içine sızma ipi doldurulan kutucuk.

İng. percolating water

zaman çalışması İng. time study Bir işçinin, bir işi belli koşullar altında ve belli bir başarım düzeyinde tamamlaması içi
yıldız yasemini a. bit. b. Zakkumgiller familyasından her mevsim yeşil olma özelliğini koruyan odunsu bir bitki.
ünlü uzaması Çeşitli ses değişmeleri sonunda bir ünlünün boğumlanma süresinin normal ünlülerin boğumlanma süresinden daha uzun sürmesi, o ün
uyuşuksuzlanım Fr. Dégourdissement
tendo uzatması İng. tendon lengthening Tendo üzerine Z biçiminde, oblik biçimde veya çıtlatmalar yapılarak tendonun boyun