sızdırmaz

sızdırmaz İng. gasket

İki düz yüzey arasına gaz ya da sıvı sızmasını önlemek üzere sıkıştırılarak konulan yassı parça.

sızdırmaz İng. gasket

genel uygulayım: Geçirmezliği sağlamak amacıyla sıkıştırılmış iki yüzey arasına yerleştirilen kösele, kauçuk, kurşun vb. parça.

Sızdırmaz Osm. Conta

sızdırmaz ile benzer kelimeler

İng. metal-asbestos gasket

Amyant-metal karışımı, yanmaya dirençli sızdırmaz türü.

İng. acidproof seal

Ekşitten etkilenmeyen gereçlerden yapılmış sızdırmaz.

İng. air tight furnace

Sıkıca kapatılabilen, içerdeki gazları dışarı, dışardaki havayı içeri sızdırmayan ısıl işlem fırını.

Osm. salmastralı matkap

Kent su borusundan evlere su almakta kullanılan özel aygıt.

İng. packing (seal)

Bir dingilin çevresindeki boşluktan sıvı ya da gaz kaçmasını önlemek üzere bu boşluğa sıkıştırılan kösele.

İng. watertight chamber

Yüksek basınç altında püskürtülen suyu, dışarı sızdırmayan işlem odası.

duraksamasız sf. Duraksaması olmayan, tereddütsüz.
zerdeli aşması Kayısı.
yordamsız sf. 1. Çevik olmayan, cansız. 2. Yöntem bilmeyen, beceriksiz. 1. Kaba, patavatsız. 2. Be
yazarın damgası İng. ownership stamp Başkalarınca yapılacak izinsiz yayımları önlemek için yayının üzerine konulan özel im
yardımsız zf. Yardım almadan: Yeniden görev başındaydı ve bu andan sonra işi yürütecekti. -O. Aysu.