sistem

sistem Fr. système

a. 1. Düzen: “Açıklamasının arkasına yeni bir ücretlendirme sistemi getirdiğini ekledi.” -L. Tekin. 2. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni: “Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir.” -H. E. Adıvar. 3. Yol, yöntem: Eski bir sistem. 4. Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat: Fren sistemi. 5. Model, tip: “... son sistem, pırıl pırıl bir rotatif almışlar.” -Y. Z. Ortaç. 6. fel. Dizge.

sistem

bk. dizge

sistem İng. system

Üzerinde inceleme yapılan belirli sınırlarla çevrilmiş olan evrenin bir parçası.

sistem Fr. système

(biyoloji, kimya)

sistem Fr. système

(jeoloji)

sistem İng. system

anat. 1. Organizmada aynı işlevleri gerçekleştirmek için birbirleriyle ilgili bağlantılı organların oluşturduğu birlik veya grup. 2. Yol, yöntem.

---

sistem ile benzer kelimeler

açık sistem İng. open system İng. open system Çevresi ile hem madde hem de enerji alışverişi yapan sistem.

adyabatik sistem İng. adiabatic system Çevresi ile ısı dışındaki diğer enerji alışverişlerini yapan, madde miktarı sabit olan sistem.

alt sistem İng. subsystem

altı köşeli kristal sistem İng. hexagonal crystal system a b eşit değil c ve alfa=ß=90°, gama=120° özelliğinde olan bir kristal sistemi.

ambulakral sistem bk. su kanal sistemi İng. ambulacral system Su kanal sistemi.

armonize sistem nomenklatürü bk. uyumlaştırılmış tarife sınıflandırma sistemi

aşırı özdeşleştirilmiş sistem İng. overidentified systems

bilgi tabanlı sistem İng. knowledge system

---