sıkış tıkış

sıkış tıkış

sf. Çok sıkışık, kalabalık: Sinirleri sıkış tıkış bir dolmuşun içinde oturup kalamayacak kadar gerilmişti. -İ. Aral.

sıkış tıkış ile benzer kelimeler

zf. Sıkışık bir durumda: Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mahalle halkını kamyonlara doldurup götürdüler. -L. Tekin.

Keçi çağırma ünlemi.

Çok dolu, sıkı, sıkışık

Toplu, tıkız, şişman.

Ağzına kadar dolu, çok kalabalık.

Tok : Karnım .

Çıkık alınlı (kimse).

Kuru incir.

zf. Tıklım tıklım: Çalışma köşem diye bildiğim yer ise , antikacı dükkânı gibi. -A. Ağaoğlu.

's', 'ı', 'k', 'ı', 'ş', ' ', 't', 'ı', 'k', 'ı', 'ş', şeklindedir.
sıkış tıkış kelimesinin tersten yazılışı ' şıkıt şıkıs' diziliminde gösterilir.

üstbaşlık Çatı makası üçgeninin yukarıdan iki yana inen parçalarından her biri. Ayrıca bk. çatı makası, altgergi.
taşkın kallus İng. callus exuberant, callus luxurians Kırık yerinde çok miktarda kallus dokusu oluşması, kallus eksubera
taşkın ıslahı a. Akarsu yatağının sel zararını önleyecek biçimde yeniden düzenlenmesi.
sıkıştırma kolu İng. handle Sıkıştırma milini çeviren kol.
satış iskontosu bk. indirim