sarmak
(-i) 1. Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek. 2. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek: Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler -H. F. Ozansoy. 3. Dolayında yer almak. 4. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak: Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. -N. Cumalı. 5. Örtmek: Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran -E. B. Koryürek. 6. Kucaklamak. 7. Yumak yapmak: İpliği sarmak. 8. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak. 9. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek: Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım. -H. R. Gürpınar. Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor. -T. Buğra. 10. (-e) Sarılıp tırmanmak: Asma çardağı sardı. 11. (-i, -e) Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak: Kitabı kâğıda sarmak. 12. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak. 13. Saldırmak, hücum etmek: Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar. -M. Ş. Esendal. 14. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek. 15. mec. Sözle saldırmak, tedirgin etmek: Evdekilerin hepsi bana sarıyor. 16. mec. Hoşuna gitmek, zevkini okşamak: Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu. -A. H. Tanpınar.
sarmak
Köpek havlamak, saldırmak.
sarmak
Değnekle, sopayla dövmek : Ali'ye değerli bir deynek sardım.
sarmak
Değirmen arklarındaki suyu tahtalarla öbür yana geçirmek.
sarmak
Yüklemek.
sarmak
Tırmanmak : Bayıra sarmak.
sarmak
Köpek vb. hayvan saldırmak.
sarmak
Sarmak, kuşatmak
sarmak
Sarmak
sarmak
Hoşa gitmek, hoş gelmek
sarmak
Sarmak, sarılmak
< sermek) 1. Sermek, yaymak. 2. Serpmeksarmak
1. Dolamak, sarmak. 2. Kucaklamak
sarmak İng. wind
sarmak
Sarılmak, kucaklamak.
sarmak ile benzer kelimeler
alev bacayı (veya saçağı) sarmakateş bacayı sarmak. |
ateş bacayı (veya saçağı) sarmakbir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak. |
başına dünyanın belasını sarmakbüyük felaket getirmek: Sonradan Kayabaşı'nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik. -T. Dursun K. |
başına sarmakbirine musallat etmek. |
bayıra sarmak1. Bayıra çıkmaya başlamak, bayıra çıkmak. 2. Zorluğa uğramak, sarpa sarmak (iş). 1. Yokuş yukarı çıkmak. 2. Bir işte güçlük çıkmak. |
(bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (veya sarmak)çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak: Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar. -R. H. Karay. Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı. -N. F. Kısakürek. |
(bir yeri) örümcek sarmakbir yer örümcek ağları ile dolmak. |
(birini) makaraya almak (veya sarmak)bir kimseyle alay etmek. |
"sarmak" karakter analizi
- sarmak, 6 karakter ile yazılır.
- s harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 's', 'a', 'r', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
- sarmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamras' diziliminde gösterilir.
(a,k,m,r,s) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
sarınabilmek(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak. |
kara semenderiLat. Mertensiella luschaniKuyruklu iki yaşamlılar (Urodela) takımından, vücutları oldukça kalın, 17 cm |
zaaf göstermekzayıflığı, yeteneksizliği ortaya çıkmak. |
yarımsalıkYarı açık. |
tırtırlımakasDeriyi süs yaparak kesen makas. (*Aksaray -Niğde) |
sarmak - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
s | 2 |
a | 1 |
r | 1 |
m | 2 |
a | 1 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 8 |