salma

salma

a. 1. Salmak işi. 2. Pirinçle pişirilen bir tür yemek: Midye salması. 3. hlk. Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para. 4. Bazı köylü giysilerinde kolun yeninden sarkan kumaş parçası. 5. Kuşların üretilmesine ayrılan oda. 6. sf. Başıboş gezen (hayvan): Salma sığır. 7. sf. Sürekli akan (su). 8. tar. Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.


salma

1.Kimi köylü elbiselerinde kolun yeninden sarkan uzun kumaş parçası. 2.Kimi köylü şalvarlarının dizden aşağısına dikilen alaca renkli bölüm.


salma

Büyük başörtüsü, yazma.


salma

Bir arktan akıtılarak getirilen su.


salma

Ağaç kesmek ya da yontmak için kullanılan bir yanı keser, öteki yanı balta biçiminde araç.


salma

Bebek salıncağı.


salma

Pala, büyük bıçak, saldırma.


salma

1.Birkaç evlek asma bağı ya da gül bahçesi. 2.Tarlada ekin ekmek için ayrılan toprak parçası.


salma

Üstü ve üç yanı kapalı ağıl.


salma

Bulgurlu ya da pirinçli lahana yemeği.


salma

Yapıların çatılarında kullanılan dört köşeli kalınca kereste.


salma

Köy bütçesi için köylülerden alınan vergi.


salma

Başıboş, serbest.


salma

1. Köy bütçesi için köylülerden alınan para. 2. Vergi.


salma

Bir evleklik yer.


salma

1. Biçilmiş ağaç parçası, kiriş. 2. Kalın kereste.


salma

Uğurlama.


salma

İnşaat yapımında kullanılan büyük, uzun ağaç


salma

Köy bütçesi için köylüden alınan vergi


salma

Kalas, kiriş


salma

Köy işlerinde kullanılmak üzere toplanan para, bir köyün ortak bütçesi


salma İng. pull (-off)

Bir telin tınlaması devam ederken tele ikinci kez vurulmaksızın, parmaklar aynı tel üzerinde iki perdeye birden basılı konumda iken üst perdedeki parmağın aniden kaldırılması yoluyla ikinci bir ses elde edilmesi yöntemi.


salma İng. assessment

Köy gelirlerinin, köyün zorunlu işlerini ve köydeki aylıklı görevlilerin aylıklarını karşılamaya yetmediği durumlarda, 20 lirayı geçmemek üzere her aileden alınan bir tür yerel vergi.

I) 1. Sebze bahçesinin yollar ile su arkları arasında kalan bölümleri. (Işıklar *Bornova -İzmir) 2. Bahçelerde büyük su arklarına ulaşan küçük su arkları. (Gücünkaya *Aksaray -Niğde)

II) Hamur tatlısı. (Kayalık *Susuz -Kars)


salma

Başı boş, yularsız, serbest.


salma ile benzer kelimeler

davarı salma eylemek, (tavarı salma eylemek)

Hayvanı başıboş bırakmak

salma komak, (salma koyuvermek)

Başı boş, serbest bırakmak.

alana salma

Osm. meydana salma

Yağlı güreşte cazgırın dualar ederek güreşçileri seyircilere tanıttıktan sonra alana çıkartması.

aynalı salma

Bir çeşit kilim motifi.

güve salma

Güvey çıkarma

ışınım salma gücü

İng. emissive power

Işınım yapan bir cismin birim yüzeyinden birim zamanda dışarı verdiği erke.

leçeğini ayağa salma

Kavga ve korkulu durumlarda kadının peçesini yere atarak, ocağına düştüm anlamında yalvarması.

salma aşı

Acem yahnisi, boranı.


"salma" karakter analizi

  • salma, 5 karakter ile yazılır.
  • s harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 's', 'a', 'l', 'm', 'a', şeklindedir.
  • salma kelimesinin tersten yazılışı ' amlas' diziliminde gösterilir.

(a,l,m,s) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

sarınabilmek

(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.

mıknatıslanma

a. Mıknatıslanmak işi.


İng. magnetization

Bir özdeğin mıknatıslık ö

helle basmağ

Yuha çekmek.

zaman çalışması
İng. time study

Bir işçinin, bir işi belli koşullar altında ve belli bir başarım düzeyinde tamamlaması içi

yıldız yasemini

a. bit. b. Zakkumgiller familyasından her mevsim yeşil olma özelliğini koruyan odunsu bir bitki.

salma - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
s2
a1
l1
m2
a1
Toplam puan değeri7