sallama

sallama

a. 1. Sallamak işi. 2. Sallama çay.

sallama

1.Saat kordonu. 2.Süs olarak boncuktan yapılan yalan. 3.Boyuna takılan uzun ipe dizilmiş küçük altın dizisi.

sallama

1.Çamaşır tokmağı. 2.Uzun sopa: Herkesin elinde bir sallama, ağaçta elma kalır mı?

sallama

Sırmalı yelek ve şalvar.

sallama

Haşlanmış taze börülcenin üstüne çiğ zeytinyağı, koruk suyu ve sarmısak konularak yapılan bir çeşit yemek.

sallama

Bir çeşit yerli oyun havası.

sallama

Pala, büyük bıçak, saldırma

sallama

Bir çeşit oyun, horan.

sallama

Tepesine dek dolu kaşık.

sallama Fr. ballaçage

Çiftekeri, yol aldığı doğrultudan sağa ya da sola sürme, saptırma. Yasak davranışlardandır.

I) Paldumun yan kayışları. (*Aksaray -Niğde)

II) Halının kenarlarında görülen bir motif. (Taşpınar *Aksaray -Niğde)

---

sallama ile benzer kelimeler

peşkir sallama Erkeğin en yakın akraba ve komşularının katıldığı nişan töreni.

sallama çay a. Torbacık içinde sıcak suya daldırılarak yapılan çay, poşet çay, torba çay, daldırma çay.

sallama kemer Kadın ve erkekler için ayrı ayrı yapılan bir çeşit kemer (sakalardan kalma töreye göre)

sallama palpasyonu İng. shake palpation Sıvı içeren vücut kısmını veya muayene edilen şişliğin, yumruk veya elle sallayarak içerideki sallanan sert kısmın dışarıdan ele çarptığının hissedilerek anlaşılması.

sallama sapan Çocukların bir parça meşini ipe bağlayarak taş atmak için kullandıkları oyuncak

sallama seyit Başıboş (gezmek için)

sallama-öskültasyon İng. shake auscultation Vücudun bir yeri sallanırken aynı anda dinlenmesi biçiminde yapılan bir muayene yöntemi.

---