salıma tutulmak

salıma tutulmak

Belirli bir süre bir yerde salgın olan hastalığa tutulmak.

salıma tutulmak ile benzer kelimeler

Güçlenmek, kuvvete gelmek.

1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri. -N. Cumalı.

Sığır böğelek tarafından rahatsız edilmek, ısırılmak.

buhran geçirmek.

sancılanmak: Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum. -H. Z. Uşaklıgil.

bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum. -O. Pamuk.

bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım. -A. Gündüz.

Az kullanılmak

's', 'a', 'l', 'ı', 'm', 'a', ' ', 't', 'u', 't', 'u', 'l', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
salıma tutulmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamlutut amılas' diziliminde gösterilir.

sıkıştırma kolu İng. handle Sıkıştırma milini çeviren kol.
yolunu sapıtmak doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak: Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fak
yoksullaştırmak (-i) Yoksul duruma getirmek, fakirleştirmek.
yoksullaştırma a. Yoksullaştırmak işi veya durumu.
yakıt tulumbası İng. oil pump Sıvı yakıtı, basınçlı olarak yükselten tulumba.