sağlama makinesi
bk. veri sağlama makinesi.
sağlama makinesi ile benzer kelimeler
delgi/ sağlama makinesiİng. punch/ verifierBir anahtarın durumuna göre, hem kart delgi hem de veri sağlama makinesi işlevlerini gören veri hazırlama donanımı. |
veri sağlama makinesiİng. verifierDelikli kart ortamındaki verilerin, delgi işletmeni eliyle yeniden girilerek kart üzerindekilerle damga damga karşılaştırmasını, böylece yanlış delgilerin düzeltilmesini, veri doğruluğunun sağlanmasını olanaklı kılan kart delgi makinesine benz... |
ana makinesi, kuluçka makinesiFr. couveuse artificielle(tarım) |
arkasını sağlama almakbir işe başlarken çok güçlü bir destek bulmuş olmak. |
(bir şeyi) sağlama bağlamaksağlam kazığa bağlamak. |
işi sağlama almakişin gerçekleşmesi ve bozulmaması için gerekli önlemleri almak: Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi. -N. Hikmet. |
sağlamaa. 1. Sağlamak işi: Olmadık şaklabanlıklar yaparak onun çığlık çığlık gülmesini ya çalışmıştım. -R. Mağden. 2. mat. Bir problemin çözümü veya bir hesabın doğruluğunu denetlemek için yapılan kontrol işlemi, mizan. İng... |
sağlama almakgüvenilir bir durumda olmasını sağlamak: Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi. -N. Hikmet. |
"sağlama makinesi" karakter analizi
- sağlama makinesi, 16 karakter ile yazılır.
- s harfi ile başlar, i harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 's', 'a', 'ğ', 'l', 'a', 'm', 'a', ' ', 'm', 'a', 'k', 'i', 'n', 'e', 's', 'i', şeklindedir.
- sağlama makinesi kelimesinin tersten yazılışı ' isenikam amalğas' diziliminde gösterilir.
(a,e,i,k,l,m,n,s,ğ) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
asteğmenlik, -ğia. 1. Asteğmen olma durumu. 2. Asteğmenin rütbesi. 3. Asteğmenin görevi. |
uzama esnekliğiİng. elasticity of extensionBir telin ya da çubuğun gerici kuvvet etkisinde ve kuwetle oranlı olarak uzam |
sığınabilmek(-e) Sığınma imkânı veya olasılığı bulunmak: Buraya dikilen fidancıkların gölgeleri, sığınabilecek kadar geniş deği |
sağmal inek, -ğia. argo Aptal yerine konularak kendisinden sürekli çıkar sağlanan kimse: Onu iyice avucunun içine alıp gibi i |
sağlanabilmek(nsz, -den) Sağlanma imkânı veya olasılığı bulunmak: Meclisteki kaynaşmalar yatıştı ve normal bir durum sağlanabild |