oturak

oturak, -ğı

a. 1. Oturulacak yer veya şey. 2. Alçak iskemle: “Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı.” -A. Kutlu. 3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban. 4. Ördek. 5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti. 6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm. 7. sf. Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm. 8. den. Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta.


oturak

1. Emekli. 2. İş göremeyen.


oturak

1. Kötürüm. 2. Yürüme zamanı geldiği halde yürüyemeyen çocuk.


oturak

1. Hela, ayakyolu. 2. Lazımlık.


oturak

Armutla ahlat arasında, tadı ekşimsi bir armut çeşidi.


oturak

Çam fidanı.


oturak

Bir yerde küme biçiminde büyüyen bitki.


oturak

1. Toplantı. 2. Düğün günü yalnız erkeklere yapılan yemekli eğlenti. 3. Düğünden bir gün sonra evde oturularak yapılan eğlence.


oturak

1. Minder. 2. Kanepe. 3. Tahtadan yapılmış arkalıksız sandalye. 4. Kayıkçıların kürek çekerken oturdukları yer. 5. Arabada yolcuların oturduğu yer. 6. Merdivenin üstünde ve pencere önünde oturulacak yer.


oturak

Yazlık yer.


oturak

Oda.


oturak

Beşiğin altı.


oturak

1. bk.oturum (III). 2. Çay ağızlarına ağ gererek yapılan balık avı.


oturak

Asmaları yükseğe kaldırmak için yapılan ağaç iskele, çardak.


oturak

Kıç, makat.


oturak

Sürek avında avcıların av bekledikleri yer.


oturak

1. Bir çeşit divan, sedir. 2. Arkalıksız alçak iskemle, tabure.


oturak

İskemle


oturak

Ayağa kalkamayan


oturak İng. base

Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı kısmı. (bk. Şek. 3)


oturak İng. cradle

Trapezin oturma yeri.


oturak

1. Yararlı işler başarmış, sakatlık ya da kocamışlık nedeniyle görevden bağışlanarak emekliye ayrılmış yeniçeri. 2. Eski gemilerde kürekçilerin oturdukları yer.


oturak

Bir halk oyunu ezgisi.


oturak

1. Sandalye. (Yukarıdinek *Şarkikaraağaç -Isparta) 2. Beşiğin ayakları. (İnönü -Eskişehir) 3. Düğen sürme sırasında üzerine oturulan alçak yer. (İnönü -Eskişehir) 4. Sedir. (Büyükdivan -Çorum)


oturak (I)

bk. oturak yeri.


oturak (II), (oturağ)

1. Sabit, sakin, mukim. 2. Oturacak yer. 3. Müteakit, emekli.


oturak ile benzer kelimeler

oturak etmek, (oturak eylemek)

Konaklamak, ikamet etmek.

oturak âlemi

a. Anadolu'nun bazı yörelerinde, sadece erkeklerin katıldığı, kadın oynatılan içkili toplantı: “Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır.” -B. R. Eyuboğlu.

oturak düşmek

Oturup istirahat etmek.

oturak eylemek

bk. oturak etmek.

oturak kemeri

İng. arcus ischiadicus

anat. Tuber ischiadicum'lar arasında, symphysis pelvina'ya doğru uzanan, doğumun kolay veya zor olmasında rolü olan, işi kemiğinin taban kısmında oluk benzeri kemer, arkus işyadikus.

oturak kemiği

İng. os ischii

anat. Kalça kemiklerinden arka ve alt kısmında olanı, os işi.

oturak kündesi

a. sp. Güreşte bir elin arkadan iki bacak arasından, ötekinin de önden getirilerek kasık üzerinde kilitlenmesi biçimindeki kündeleme: “Biraz savaştıktan sonra bir yle çocuğu yere vurdum.” -B. Felek.


Yerde kıç üstünde oturarak yapıla...

oturak olmak

Yerinden kalkamayacak derecede yaşlanmak.


"oturak" karakter analizi

  • oturak, 6 karakter ile yazılır.
  • o harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'o', 't', 'u', 'r', 'a', 'k', şeklindedir.
  • oturak kelimesinin tersten yazılışı ' karuto' diziliminde gösterilir.

(a,k,o,r,t,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yük-kutle oranı
İng. charge-mass ratio

Yüklü bir parçacığın ya da bir üşerin, elektriksel yükünün kütlesine oranı.

toplam kuralı
İng. sum rule
toburak

Toprak, krş. topurak.

tek oturmak

bk. dek oturmak.

sorutkan

sf. Somurtkan.


Somurtkan, kibirli.

oturak - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
o2
t1
u2
r1
a1
k1
Toplam puan değeri8