ortak sorumluluk

ortak sorumluluk İng. collective responsability

Bir toplumsal kümede üyelerden herhangi birinin eylemlerinin sonuçlarına ilişkin olarak toplumsal çevrece üstlenmesi beklenen yükümlülük.


ortak sorumluluk ile benzer kelimeler

ortak dil veya ortak diyelek

Fr. koinê ou coenédialecte

Türlü diyeleklerin kaynaşmasıyla meydana gelen kamu dili.

ahlaksal sorumluluk

İng. consciousness of responsibility

Bir insanın kendi eylemlerinin sorumluluğunu taşıyabilmesi yeteneği.

(birine) sorumluluk düşmek

sorumlu sayılmak, sorumlu olarak görülmek: “Eskiciye düşen sorumluluk, tanıdık eşyaları sırtlayıp hiç tanımayanlara ulaştırmaktı.” -E. Şafak.

kesin sorumluluk

İng. primary liability

Tecimsel bir belgit nedeniyle borçlanan ve bu borcunu ödemekle yükümlü bulunan kişinin sorumluluğu.

sınırlı sorumluluk

, -ğu

a. huk. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu.


bk. komanditer


İng. limited liability

Sorumu konulan a...

sınırsız sorumluluk

, -ğu

a. huk. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklıya karşı bütün mal varlığıyla sorumlu olması durumu.


bk. komandite


İng. unlimited liability

1. Borçlunun mallarının ve varlığının ...

sorumluluk

, -ğu

a. Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet: “Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı.” -M. Yesari.


İng. responsability, liability

sorumluluk almak

sorumluluk yüklenmek.


"ortak sorumluluk" karakter analizi

  • ortak sorumluluk, 16 karakter ile yazılır.
  • o harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'o', 'r', 't', 'a', 'k', ' ', 's', 'o', 'r', 'u', 'm', 'l', 'u', 'l', 'u', 'k', şeklindedir.
  • ortak sorumluluk kelimesinin tersten yazılışı ' kululmuros katro' diziliminde gösterilir.

(a,k,l,m,o,r,s,t,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

sıkıştırma kolu
İng. handle

Sıkıştırma milini çeviren kol.

dostluk kurmak

yakınlık, ahbaplık kurmak: “Görev yaptığı illerde, ilçelerde hep dostluk kurmuştu oraların delileriyle.” -A. Kulin.

yoksullaştırmak

(-i) Yoksul duruma getirmek, fakirleştirmek.

yoksullaştırma

a. Yoksullaştırmak işi veya durumu.

ultramikroskop
Fr. ultramicroscope

(biyoloji)