omuz kemeri

omuz kemeri

bk. göğüs kemeri

omuz kemeri Fr. arcade de fallope

(biyoloji)

omuz kemeri İng. shoulder girdle

Göğüs kemeri.

omuz kemeri İng. shoulder girdle

Tipik olarak kürek kemiği, köprücük kemiği ve kargaburun çıkıntısından meydana gelen ön ayak veya kol iskeletini taşıyan kemer.

omuz kemeri ile benzer kelimeler

İng. arcus dentalis inferior

anat. Tüm alt çene dişlerinin oluşturduğu kemer, arkus dentalis inferiyor.

İng. arcus aortae

anat. Aortanın kalpten çıktıktan sonra yaptığı kemer, arkus aorta.

İng. cingulum membri pelvini

anat. Arka bacağın os coxae aracılığıya gövdeye bağlanması, singulum membri pelvini.

bk. kalça kemeri

Her yıl Kırkpınar'da yapılan yağlı güreşlerde başpehlivanlığı kazanana verilen geleneksel kemer.

a. Elbise üzerinden bele dolayarak bir toka ile tutturulan, deri, kumaş veya metalden yapılan özel bağ, bel bağı.

İng. surcingle

Çeşitli sirk sanatçılarının bellerine taktıkları kalın, ve dirençli kemer.

İng. arcus palatopharyngeus

anat. Yumuşak damağın yanlarından yutağa ve yemek borusunun yanlarına giden mukoza dürümü, arkus palatofaringeus.

'o', 'm', 'u', 'z', ' ', 'k', 'e', 'm', 'e', 'r', 'i', şeklindedir.
omuz kemeri kelimesinin tersten yazılışı ' iremek zumo' diziliminde gösterilir.

zirzopluk etmek uygunsuz, yakışıksız davranışlarda bulunmak.
yüreği bozulmak bunalmak, sıkılmak: Yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı. -L. Tekin.
Yorkshiredomuzu İng. Yorkshire Pork İngilterede bulunan, tüy rengi beyaz, uzun vücut formuna sahip, anaç ırk olarak da bi
vermikuloz İng. vermiculose Vermiküler.
üzerine oturmak üstüne oturmak.