ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)

ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)

her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak: “Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum.” -Y. Kemal.


ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek) ile benzer kelimeler

ensesinde boza pişirmek

1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek: “Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.” -H. Taner. 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek: “İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.” -R. N. Güntekin....

hissetmek

, -der Ar. §iss + T. etmek

(-i) (hi'ssetmek) 1. Fiziksel bir uyarıyı duymak: “Hançer saplanmış gibi keskin bir sızı hissetmişti kasıklarında” -A. Kulin. 2. Bir şeyden etkilenmek, duymak. 3. Sezmek, farkına varmak, anlamak: “Bu yıkıl...

soluğunu kesmek

bir şey çok heyecan veya korku vermek: “Adımı Türk Yurdu dergisinin kalın, kırmızı kapağında gördüğüm zaman sevinç soluğumu kesmişti.” -Y. Z. Ortaç.

kokusunu (veya koku) almak (veya duymak)

1) bir nesnenin kokusunu algılamak: “Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür.” -M. Ş. Esendal. 2) mec. gizli tutulan bir şeyi sezmek: “Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın.” -A....

(bir şeye) merak sarmak (veya duymak veya salmak)

bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: “Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum.” -R. N. Güntekin. “Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk ye...

bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)

önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz: Bilmem hangi dairede kâtipmiş.

eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)

benzeri olmamak: “Allah rahmet eylesin, eşi menendi bulunmaz bir adamdı Nazmi Albay.” -A. Ümit. “Bir iki çıkışı, Arap Kadir'in bir eşi benzeri bulunmadığı gerçeğini ortaya koymuştu.” -K. Korcan. “Bizim dairenin müdürünün bir eşi benzeri daha yoktur.” -M. ...

tetikte (veya tetik) olmak (veya beklemek veya bulunmak veya durmak)

her an uyanık ve hazır bulunmak: “Güldane tehlikeyi sezmiş gibi tetikte.” -T. Buğra. “Onun sakinliği etrafta tetikte bekleyen karısına, çocuklarına da geçti.” -N. Cumalı. “Hele kendini güçlü hissederse tetik ol, basbayağı saldırganlaşır.” -A. İlhan.


"ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)" karakter analizi

  • ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek), 49 karakter ile yazılır.
  • ö harfi ile başlar, ) harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'ö', 'l', 'ü', 'm', 'ü', 'n', ' ', 's', 'o', 'l', 'u', 'ğ', 'u', 'n', 'u', ' ', 'e', 'n', 's', 'e', 's', 'i', 'n', 'd', 'e', ' ', 'd', 'u', 'y', 'm', 'a', 'k', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 'h', 'i', 's', 's', 'e', 't', 'm', 'e', 'k', ')', şeklindedir.
  • ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek) kelimesinin tersten yazılışı ' )kemtessih ayev( kamyud ednisesne unuğulos nümülö' diziliminde gösterilir.