ol

sf. esk. 1. O gösterme sıfatı: Dedi gördüm ol habibin anasın -Süleyman Çelebi. 2. zm. O gösterme zamiri.

Oğul.

Oğul, arı oğlu

Oğul, erkek evlat // olu: oğlu, krş. ool, oul

Oğul, erkek çocuk.

-ol İng. -ol

Bileşiklerde C atomuna bağlı OH grubunu gösteren son ek.

ol (I)

1. O. 2. Öbür, diğer.

ol (II), (öl)

Temel.

ôl

Oğul, erkek çocuk.

ôl

Oğul.

olurli 1. Olacak gibi, olmaya yakın. 2. Adam olacak çocuk için.
oluk sayısı İng. channel indication (number) TV. Her kuşaktaki olukları ayrı ayrı belirten, oluk seçiciye yazı
elektroteknik Fr. électrotechnique sf. (elektro'teknik) Elektrik tekniğine ait, elektrik tekniği ile ilgi
devamlı borçlar bk. sürekli borçlar
cezaevi okulu İng. prison school Bir cezaevinin içinde örgütlenen ve o cezaevinde bulunan hükümlülerin eğitimiyle görevl