nefes almak

nefes almak

1) havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak: “Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum.” -R. E. Ünaydın. 2) dinlenmek; 3) ferahlamak, rahatlamak: “Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 4) mutlu bir biçimde yaşamak: “Gezecek, eğlenecek, nefes alacak hiçbir yer yok.” -M. Ş. Esendal.

---

nefes almak ile benzer kelimeler

geniş bir nefes almak sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak.

elini almak, (elin almak, elin eline almak) Elinden tutmak, elinden yapışmak, yardım etmek.

gülünceğe almak, (gülünce almak, temaşaya almak) Maskaraya, alaya almak.

bir nefes zf. Bir an, kısa bir süre: “Olmaya devlet cihanda sıhhat gibi” -Muhibbi.

güç nefes hlk. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı.

kuşa kafes lazım, boruya nefes “bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

nefes Ar. a. 1. Soluk. 2. Şifa amacıyla hastaya okunan dua. 3. Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman: “Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık lerle çabuk çabuk içiyordu.” -H. Taner. 4. mec. Canlılık, hayat belirtisi:...

nefes aldırmamak dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek.

---