kolay kolay

adamak kolay, ödemek zordur

“söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur” anlamında kullanılan bir söz.

dile kolay

sf. Anlatılması kolay ancak yapılması veya katlanılması çok güç.

ergene karı boşamak kolay

“bir işin içinde olmayanlar o işteki güçlükleri küçümserler” anlamında kullanılan bir söz.

gel demesi kolay ama git demesi güçtür

“bir kimseyi işe almak, bir misafir çağırmak kolaydır ancak bir kimsenin işine son vermek, misafire git demek zordur” anlamında kullanılan bir söz.

güç kolay

(Söz sanatı terimi) Kolay göründüğü halde benzerinin yazılması güç olan (yazı, eser).

Çok kolay yaratılmış gibi görünen; ama eşi yaratılamayan üstün koşuk.

kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur

“insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır” anlamında kullanılan bir söz.

kolay

sf. 1. Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı: “Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek dı.” -H. Z. Uşaklıgil. 2. a. Kolaylık: İşin ını buldum. 3. zf. Kolayca, sıkıntısız bir bi...

kolay arıtma

Batkına ilişkin mal, hak ve alacakların saptanması, bunların paraya çevrilmesi. Bankadan alacaklı olanlara ilişkin hak ve ödemelerin bir sıraya konulması gibi işlemlerin başka bir yol ve yordama yer verilmeksizin arıtmanın batkınlık ...