kibrine dokunmak

kibrine dokunmak

gururu zedelenmek: “Ayan azası olduğu için, bekleme salonunda birkaç dakika kalmak bile kibrine dokunmuştu.” -F. R. Atay.


kibrine dokunmak ile benzer kelimeler

kibrine yedirememek

gururuna dokunmak: “Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş.” -R. N. Güntekin.

arına dokunmak

utanç duymak: “Hele meydanı hasımlarına bırakmak arıma dokunuyor.” -R. H. Karay.

asabına dokunmak

sinirine dokunmak: “Bombardımanlar asabıma dokunuyordu, sakin bir yere kaçmak istiyordum.” -R. H. Karay.

(bir durum birinin) sinirine dokunmak

hoşuna gitmemek, sinirlendirmek: “Bu söz sarhoş olmayan zevcesinin fena hâlde sinirine dokunmuş.” -R. N. Güntekin.

(birinin) bam teline basmak (veya dokunmak)

en çok kızacağı şeyi yapmak veya sözü söylemek: “Firuzan bam teline basıyor, aksi sesler çıkarıyor.” -H. E. Adıvar.

dişe dokunmak

işe yarar olmak, önemli olmak, yerinde ve anlamlı olmak: “Şöyle iki dişe dokunan, ciğere işleyen söz işitsem, şöyle tatlı, basit bir nağme duysam yok mu...” -S. F. Abasıyanık.

dokunmak

(I) (-e) 1. Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek: “Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk.” -A. Haşim. 2. Karıştırmak: Bu kâğıtlara kimse dokunm...

faydası dokunmak

yararı dokunmak: “Şimdiye kadar bana iki paralık faydan dokundu mu ki her gün alacaklı gibi gırtlağıma sarılıyorsun!” -R. N. Güntekin.


"kibrine dokunmak" karakter analizi

  • kibrine dokunmak, 16 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'i', 'b', 'r', 'i', 'n', 'e', ' ', 'd', 'o', 'k', 'u', 'n', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
  • kibrine dokunmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamnukod enirbik' diziliminde gösterilir.

(a,b,d,e,i,k,m,n,o,r,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

kondurabilmek

(-i, -e) Kondurma imkânı veya olasılığı bulunmak.

kondurabilme

a. Kondurabilmek işi.

dondurabilmek

(-i) Dondurma olasılığı bulunmak: “İşte bu zula, bir Avrupalının beynini dondurabilir.” -N. F. Kısakürek.

dokundurabilmek

(-i, -e) Dokundurma imkânı veya olasılığı bulunmak.

dokundurabilme

a. Dokundurabilmek işi.