kesici diş

kesici diş

a. anat. Alt ve üst çenenin ön tarafında bulunan, yiyecekleri kesmeye yarayan, yassı, keskin ön dişlerden her biri.

kesici diş İng. incisor

Besini kesmeye elverişli olan ön dişler.

kesici diş İng. incisor

Besini kesmeye elverişli olan diş.

kesici diş ile benzer kelimeler

sf. 1. Çıkıntıları olan. 2. zf. Çıkıntılı bir biçimde: Elmayı ısırmış.

Sığır, davar kovalama ünlemi

Bir yüzeyin pürüzlü, , pütürlü olduğunu anlatır.

Diş geçirmek

İng. disc coal-cutting machine

sf. tıp Ağrı duyusunu ortadan kaldıran, dindiren (ilaç vb.), analjezik.

İng. analgesic drug

Ağız, damar içi veya diğer yollarla kullanıldığında ağrının giderilmesini sağlayan ilaç, analjezik.

İng. circuit breaker, closer

Elektriğin özdenetimli olarak kesilmesini sağlayan düzen.

İng. interrupter

elektrik: Bir çevrimi gerektiğinde açıp kapamaya yarayan aygıt.

İng. master switch

Tüm akımların toplandığı ve gönderildiği konsol.

İng. ticket-collector, ticket-taker

Sinema Sinema kapısında, satılan biletleri kesen kimse.

sıcak su döşemi İng. hot water supply system Kullanma sıcak suyunun hazırlandığı döşem.
özdeciksel ışın İng. molecular beam Koşut doğrultuda genellikte ışıl hızlarda devinen ılın özdecik akımı.
mecalsiz düşmek güçsüzleşmek, takati kalmamak: Bir aralık kadının mecalsiz düştüğünü fark ettiler. -R. H. Karay.
kış dönencesi a. coğ. ve gök b. Oğlak dönencesi. İng. winter solstice Gün
kesici dişler Osm. esmân-ı katıa (biyoloji) İng. dentes incisivi