keklik

keklik, -ği

a. 1. hay. b. Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix): “Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş.” -R. H. Karay. 2. mec. Alımlı, güzel kadın.

keklik İng. common pardridge

Tavuksular (Galliformes) takımının, sülüngiller (Phasianidae) familyasından, 26 cm kadar uzunlukta, Avrupa ve Orta Asya'da yaşayan bir tür. Çil keklik.

keklik Fr. perdrix grise

(zooloji)

keklik İng. partridge

Sülüngiller familyasından bıldırcından büyük bazı kuş türlerine verilen ad.

keklik İng. common pardridge

(Perdix perdix) Tavuksular (Galliformes) takımının sülüngiller (Phasianidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 26 cm. Avrupa ve Orta Asyada yaşar.

Keklik Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte, beğenilen bir kuş 2. Alımlı, güzel kadın.

Keklik

Bitlis ili, Hizan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Keklik

Diyarbakır ili, Pirinçlik bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Keklik

Gaziantep ili, Nizip ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

keklik ile benzer kelimeler

baklalı keklik Göğsünde kara benekler bulunan keklik.

çantada keklik sf. Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan, torbada keklik: “Merak etme, tam tabiriyle o artık.” -R. H. Karay.

çil keklik bk. keklik İng. Grey partridge Ana vatanı İngiltere adaları, İskandinavya’dan Alplere ve Balkanlara oradan da kuzey Amerika'ya kadar uzanan, açık arazi, tarım arazileri, çayırlar ve yarı çöl arazilerde yaşayan, altı tane alt tü...

keklik alası Keklik avında kullanılan dikdörtgen biçiminde bir araç.

keklik gibi güzel, alımlı, hareketli: “Bir gün evvel seken dipdiri bir insan, bir gün sonra kargabüken yemiş gibi kıvrılmış yatıyor.” -R. N. Güntekin.

keklik gözü Fr. Tylose, tylosis

keklik otu bk. kekre -1

keklik pınarı Kaya oyuklarında toplanan su.

---