iris

iris Fr. iris

a. anat. Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü.

iris

bk. süsen

iris İng. iris

Göz merceğini kısmen örten, ortasında göz bebeği (pupilla) denen bir açıklık bulunan damar tabakanın bir kısmı, koroit uzantısı.

iris Osm. tabaka-i kuzâhiye

(biyoloji, zooloji)

iris İng. iris

Sinema Alıcının önünde yer alan, çember biçiminde büyüyüp küçülen, özellikle noktalı açılma-kararmayı gerçekleştirmekte kullanılan örtü çeşidi.

iris İng. iris

Saydam tabakayla göz merceği arasında bulunan ince, kasılabilen bir zardan oluşan gözün renkli ve damarlı bölümü.

iris İng. iris

anat. Ön ve arka göz kamaralarını birbirinden ayıran, ışığın geçişinde diyafram görevini yapan, epitel altındaki bağ dokuda pigment hücrelerini içeren tunika vazkuloza bulbi katmanındaki üç oluşumdan biri.

iris İng. iris

Saydam kat ile göz merceği arasında bulunan ince, kasılabilen, renkli ve damarlı olan disk.

İris Köken: Yun.

Cinsiyet: Kız 1. Mitolojide geçen, Tanrıların elçisi ve gökkuşağının simgesi olarak bilinen kızın adı. 2. Çiçek adı. 3. Gözün bir tabakası.

---

iris ile benzer kelimeler

iris ışıkölçeri İng. iris photometer İnsan gözüne benzer biçimde, gelen ışığın şiddetine göre diyaframı büyüyüp küçülerek, fotoğraf plakları üzerindeki yıldız resimlerinin parlaklığını ölçen araç.

iris kolobomu İng. iris coloboma İris üzerinde çok sayıda delik veya yırtık bulunması.

iris pensi İng. iris forceps İrisi tutmaya yarayan duyarlı pens.

iris stafilomu İng. iris staphylom, iridocele Kornea perfore yara ve ulkuslarından, göz içi basınç etkisiyle irisin dışarıya doğru prolabe olması.

iris yangısı İng. iritis Gözün iris tabakasının yangısı. Anteriyor uveitisin devamı olarak biçimlenir ve siliyer bölgede kanlanma, ışığa duyarlılık, göz bebeğinin kasılmasıyla belirgindir, iritis.

---