ilk örnekleme birimi

ilk örnekleme birimi İng. primary sampling unit

Çokaşamalı bir örneklemede, aralarında ikinci bir örneklemeye gitmek üzere seçilmiş ilk örneklerden her biri.


ilk örnekleme birimi ile benzer kelimeler

örnekleme birimi

İng. sampling unit

(örnek.) Bir evrenin örnekleme amacına göre bölündüğü birimlerden her biri. Çok-aşamalı örneklemede aşamadan aşamaya değişebilir.


İng. sampling unit

Herhangi bir evrenden örneklem seçmede ...

son örnekleme birimi

İng. final sampling unit

Çokaşamalı bir örnekleme tasarımında, alt aşamalarda alınmış örnekler arasında gözlemde bulunmak üzere seçilmiş son birim.

ilk giren ilk çıkar

İng. first in first out, FİFO

Üretimde ilk defa kullanılan hammadde veya aramalının alınış sırasına göre ve alım maliyetiyle değerlendirildiği varsayılarak yapılan stok değerlendirme yöntemi. krş. son giren ilk çıkar 1

ilk giren-ilk çıkan

İng. first in first out

İlk satın alınan malın, ilk gerecin ilk kez satıldığı ya da kullanıldığına ilişkin genel bir tecim varsayımı.

alt-örnekleme

İng. subsampling

(örnek.) 1) Çok aşamalı örneklemede, ikinci aşama birimlerinin birinci aşama birimlerinden seçildiği durum. 2) Çok-evreli örneklemede, ikinci evrede birinci evreden örneklem seçme süreci.

AMM örnekleme hızı

İng. PCM sampling rate

ardışık örnekleme

İng. sequential sampling

(örnek.) Birimlerin teker teker ya da öbekler biçimimde çekildiği örnekleme türü. Bu örneklemede her aşamadaki çekim sonuçlarına göre önsavı benimseme, geri çevirme ya da örneklemeyi sürdürme kararlarından birine varılır.

bağımlı örnekleme

İng. dependent sampling

"ilk örnekleme birimi" karakter analizi

  • ilk örnekleme birimi, 20 karakter ile yazılır.
  • i harfi ile başlar, i harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'i', 'l', 'k', ' ', 'ö', 'r', 'n', 'e', 'k', 'l', 'e', 'm', 'e', ' ', 'b', 'i', 'r', 'i', 'm', 'i', şeklindedir.
  • ilk örnekleme birimi kelimesinin tersten yazılışı ' imirib emelkenrö kli' diziliminde gösterilir.

(b,e,i,k,l,m,n,r,ö) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

söndürülebilmek

(nsz) Söndürülme imkânı veya olasılığı bulunmak.

söndürebilmek

(-i) 1. Söndürme imkânı veya olasılığı bulunmak. 2. Söndürmeyi becermek: “Şu sonsuz mavilikte var mıydı onun eşi? /

özendirebilmek

(-i, -e) Özendirme imkânı veya olasılığı bulunmak.

örnekleyebilmek

(-i) Örnekleme imkânı veya olasılığı bulunmak.

örnekleyebilme

a. Örnekleyebilmek işi.