ıklım tıklım

ıklım tıklım

zf. Alabildiğinden de çok, ağzına kadar, çok kalabalık bir biçimde: Sandığını ıklım tıklım doldurmuş.

ıklım tıklım

Ağzına kadar dolu, çok kalabalık.

ıklım tıklım ile benzer kelimeler

Ağzına kadar dolu, çok kalabalık.

zf. Ağzına kadar, boş yer kalmayacak biçimde, tıklım tıkış, dopdolu: Mal müdürlüğünün küçük ama dolu salonunda çıt çıkmıyordu. -T. Buğra.

zf. Tıklım tıklım: Çalışma köşem diye bildiğim yer ise , antikacı dükkânı gibi. -A. Ağaoğlu.

'ı', 'k', 'l', 'ı', 'm', ' ', 't', 'ı', 'k', 'l', 'ı', 'm', şeklindedir.
ıklım tıklım kelimesinin tersten yazılışı ' mılkıt mılkı' diziliminde gösterilir.

tınmaz melaike a. Kendi hâlinde, sessiz kimse.
mıknatıslanma a. Mıknatıslanmak işi. İng. magnetization Bir özdeğin mıknatıslık ö
yatıştırabilmek (-i) Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
toplaştırmak (-i) Toplamak, bir araya getirmek: Bu kaburgasız insan yığınını İstanbul'da toplaştıran, oy ticaretidir. -A. B
toplam kuralı İng. sum rule