içkili sinema

içkili sinema İng. four walls cinema

Sinema Batı Almanya'da, film gösterilirken içki ve yiyecek servisi de yapılan sinema.


içkili sinema ile benzer kelimeler

içkili

sf. 1. İçki içmiş olan. 2. İçki içilen: “Köylülerle beraber belediye bahçesinin içinden saz dinledim.” -S. F. Abasıyanık. 3. zf. İçki içmiş olarak: İçkili otomobil kullanılmaz.


Fr. İvre
<...

arı sinema

İng. pure cinema

Sinema Öbür sanatların etkisinden sıyrılmış, yabancı öğelerden arınmış, salt sinemaya özgü bir dil ve anlatımın geliştirilmesi gerektiğini savunan görüş.

bilimsel sinema

İng. scientific cinematography

Sinema Sinemanın, bilimsel filmler gerçekleştirmekle uğraşan kolu.

çağdaş sinema

İng. contemporary cinema

Sinema Günümüze en yakın dönemde ortaya konulan, sinemanın en son gelişmelerini yansıtan ürünlerden oluşan sinema; genellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemi kapsar.

çok salonlu sinema

Fr. multisalles, complexes

Sinema Aynı yapıda bir arada bulunan, genellikle büyük sinema salonlarının küçük salonlara bölünmesinden oluşan sinema salonları topluluğu.

dolaysız sinema

İng. direct cinema, uncontrolled cinema

Sinema Sinema ile televizyon çalışma yöntemlerinin bağdaştırılmasıyla ortaya çıkan sinema akımı. 1960 sularında ABD ile Kanada'da, özellikle Flaherty'nin eski alıcı yönetmeni Richard Leacock'un ön ayak olmasıyl...

geleneksel sinema

İng. traditional cinema

Sinema Belirli kurallara, kalıplara bağlı, bunların dışına çıkamayan, genellikle yeniliklere kapalı, kurumlaşmış bir anlayışı yansıtan sinema.

Genç Sinema

bk. Yeni Sinema


"içkili sinema" karakter analizi

  • içkili sinema, 13 karakter ile yazılır.
  • i harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'i', 'ç', 'k', 'i', 'l', 'i', ' ', 's', 'i', 'n', 'e', 'm', 'a', şeklindedir.
  • içkili sinema kelimesinin tersten yazılışı ' amenis ilikçi' diziliminde gösterilir.

(a,e,i,k,l,m,n,s,ç) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tansiyon ölçmek

tıp bir kimsenin özel bir aletle kan basıncını tespit etmek.

suçlanabilmek

(nsz, -le) Suçlanma imkânı veya olasılığı bulunmak: “Böylesine çaresizken benibeşer, yaptıklarından dolayı nereye ka

solungaç kemeri
İng. gill arch, branchial arch

Solungaçları destekleyen iskelet yapı, branşiyal kemer.

sınava çekilmek

birinin bilgisi ölçülmek.

seçimli kazanç
İng. optional dividend

Pay iyesinin isteğine bağlı olarak pay belgiti ya da para biçiminde ödenebilen kaza

içkili sinema - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
i1
ç4
k1
i1
l1
i1
s2
i1
n1
e1
m2
a1
Toplam puan değeri17