geleneksel sinema

geleneksel sinema İng. traditional cinema

Sinema Belirli kurallara, kalıplara bağlı, bunların dışına çıkamayan, genellikle yeniliklere kapalı, kurumlaşmış bir anlayışı yansıtan sinema.


geleneksel sinema ile benzer kelimeler

geleneksel

sf. Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi, tradisyonel: “Üstünde, pandomim giysileri olan siyah külot pantolon ve silindir şapka vardır.” -N. Hikmet.


İng. conventional

an’anevî...

geleneksel balad

bk. balad.

geleneksel bütçe

bk. bütçe 1

geleneksel çevre

İng. traditional circle

Benzer gelenek ürünlerini taşıyan kişilerden oluşan çevre. bk. gelenek, krş. göreneksel çevre, boşinançsal çevre.

geleneksel ekonomi

İng. traditional economy, customary economy

Ne, ne kadar, nasıl ve kimin için üretilecek yönündeki kararların, inanç, gelenek, alışkanlık, din vb. temelinde verildiği iktisadi sistem.

geleneksel etki tepki fonksiyonu

İng. TIRF
İng. traditional IRF

geleneksel genelleştirilmiş en küçük kareler

İng. CGLS
İng. conventional generalized least squares

geleneksel gerileme

İng. traditional regression

Tarihsel, toplumsal, kültürel, ekonomik ve daha birçok etkenler altında kalan kimi geleneklerin öz biçimleriyle olgularını yitirerek yeni bir halkbilim ürün ya da olayına dönüşmeleri biçimindeki oluşum, bk. halkbilimsel gerileme,...


"geleneksel sinema" karakter analizi

  • geleneksel sinema, 17 karakter ile yazılır.
  • g harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'g', 'e', 'l', 'e', 'n', 'e', 'k', 's', 'e', 'l', ' ', 's', 'i', 'n', 'e', 'm', 'a', şeklindedir.
  • geleneksel sinema kelimesinin tersten yazılışı ' amenis leskeneleg' diziliminde gösterilir.

(a,e,g,i,k,l,m,n,s) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

salt gereksinme

bk. salt gereksinim

salt gereksinim
İng. absolute wants, absolute needs, absolute requirements

Yaşamsal açıdan zorunlu olan yeme, içme, barınm

yakınma belgesi
İng. letter of complaint

Yasa ve tüzüklere aykırı gördükleri eylem ve işlemler dolayısıyle kişilerin yetki

sorgulanabilmek

(nsz) Sorgulanma imkânı veya olasılığı bulunmak.

solungaç kemeri
İng. gill arch, branchial arch

Solungaçları destekleyen iskelet yapı, branşiyal kemer.