abecesel sözcük İng. alphabetic word Yalnız bir abecenin yazaçlarından oluşan sözcük.
acı bakla özü Fr. Lupinine
açgözlü sf. (a'çgözlü) Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, gözü doymaz, tamahkâr, haris, hırslı,
açgözlüce zf. (açgözlü'ce) Açgözlüye yaraşır bir biçimde.
açgözlüleşme a. Açgözlüleşmek durumu.
açgözlüleşmek (nsz) Açgözlü duruma gelmek.
açgözlülük , -ğü a. Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık, gözü doymazlık, tamahkârlık, tamah: Gönl
açık gazölçer Osm. havaî manometre (fizik)
açık sözleşme İng. open end contract İçine değer yazılmadan bağıtlanan sözleşme.
açık sözlü sf. Her şeyi olduğu gibi söyleyen, sözünü esirgemeyen: Bu kadar oluşu beni şaşırtmıştı ama belli etmedim. -A