abezan olmak Sersemlemek, şaşalamak.
açık deniz a. 1. Denizin, kara sularının dışında kalan bölümü. 2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, engin:
açıklayacı özne İng. appositive Bir cümlede özneden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek, vasıflandırmak veya p
adenilat siklaz İng. adenylate cyclase Adenozin monofosfatı (AMP) halkasal adenozin monofosfata (cAMP) çeviren enzim. <
adenosklerozis İng. adenosclerosis Lenf bezi veya tükürük bezlerinin bağ doku artışı nedeniyle sertleşmesi.
adezyon kuvveti a. fiz. Yan yana duran veya sürtünen iki cismin molekülleri arasındaki çekiş kuvveti.
ağız ökünmek Bir kimsenin sözlerini alaylı bir şekilde tekrarlamak.
ağızını yemek İyisini kendine ayırmak.
ağızlık değneği Dokumacılıkta arışları ayırmak için kullanılan tahta.
ağkat izlenimi İng. persistence of vision Sinema/TV. Gözün ağkatındaki görme noktasına düşen görüntülerin, bunlar