İçinde LÖK geçen kelimeler

İçinde LÖK geçen kelimeler listeleniyor. Kelimeler Türk Dil Kurumu (TDK) ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur.

lök sözcüğü Türk Dil Kurumu sözlüğünde bulunmaktadır. lök TDK anlamını görüntüle

İçinde LÖK geçen kelimeler harf dağılımı

nötrofil lökositozis, lenfatik deri lökozu

mononükleer lökosit, benekli lökotrikiya

kedi panlökopenisi

monositer lökozis, eozinofil lökosit

nötrofil lökosit, nötrofil lökosit, miyeloid lökozis, lökositozoonozis, Lökopoietik doku, lenfatik lökozis, eritroit lökozis, ağsı lökotrikiya

toksik lökopeni, lökoensefalitis, lökodiyapedezis, bazofil lökosit

lökomiyelopati, lökokromotrihi

lökomiyelitis, lökoensefalit, interlökinler

sığır lökozu, lökotrienler, lökositopeni, lökopiritler, adipolökosit

panlökopeni, lökotrikiya, lökositozis, lökopedezis, lökedirecen

löküllemek, lökotaksis, lökositüri, lökopterin, lökomalasi, interlökin, alökositoz

nörolökin, lökotrien, lökosiyan, lökositoz, lökosidin, lökopoiez, lökoplazi, lökoplast, lökopenik, lökodermi, lökoderma, lökoblast, lök olmak

lökopeni, lökopati, löklemek, löklemeğ, löklemeg, lökeşeği, lökemiya, lök lökü, lök gibi, lök adam, hatlöküm, Hasanlök

lökümek, löküllü, lökozis, lökotip, lökosit, lökofor, löklökü, lökleme, lök lök

lökmek, löküşe, löklaz, Lökköy, lökiye, lökgeş, lökeşi, lökeşe, lökemi, lökeçe

lökme, yelök, lökya, löküz, löküs, lökün, lökşe, lökoz, lökom, löklü, lökeş, löker, alöki

lökü, löko, lökh

lök

Abdülkadirköy Sinop ili, Ayancık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
abeceli döker İng. catalog Yanlı kaynak ya da belgeleri abece sırasına göre dizinleyen dizelge.
abecesel sözcük İng. alphabetic word Yalnız bir abecenin yazaçlarından oluşan sözcük.
acı bakla özü Fr. Lupinine
acı söylemek olumsuz bir davranış karşısında gerçeği olduğu gibi söylemek.
acından ölmek 1) çok acıkmak; 2) aşırı derecede yoksul olmak. Çok acıkmak
açgözlüleşmek (nsz) Açgözlü duruma gelmek.
açgözlülük , -ğü a. Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık, gözü doymazlık, tamahkârlık, tamah: Gönl
açık atölye İng. open shop İşlendirmek için sendika üyeliğinin ön koşul olmadığı, diğer bir deyişle sendikalılığın zor
açık bölge a. ekon. Serbest bölge. İng. Free zone Gümrük sınırı dışında sayıla