abalayıp gitmek Topallamak, paytak paytak yürümek, apal apal yürümek.
açık giyim a. Kadın giyiminin kolları, göğsü veya sırtı açıkta bırakan biçimi, dekolte.
açık giyimli sf. Göreneğe aykırı derecede çıplak, dekolte.
açık yargılama İng. publicity of the proceedings Duruşmaların, belirli durumlar dışında herkese açık olması.
aday göstermek bir iş veya bir görev için birini aday olarak belirlemek, namzet göstermek: Siyasi parti grupları Başkanlık için aday göste
ADFGLS yordamı İng. ADFGLS procedure
adıgıyın atmak Tıpış tıpış yürümek: Yeri yavrum yeri, adıgıyın at da gel.
aflaya gitmek Boşa gitmek.
agregat meyve İng. aggregate fruit, composite fruit, compound fruit Çok pistilli ve apokarp ovaryumlu bir çiçekten meyda
akyuvar geçimi Fr. Leucopédèse