gerçek

gerçek, -ği

a. 1. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat: “Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir.” -M. Kaplan. 2. Gerçeklik: “Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti.” -H. E. Adıvar. 3. Doğruluk: “Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir.” -B. Felek. 4. sf. Yalan olmayan: “O yürekler acısı fukara kafile, yüzlerinden gerçek acı aka aka ölü arkadaşlarının namazını kıldılar.” -Halikarnas Balıkçısı. 5. sf. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki, reel: Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 6. sf. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici: Gerçek elmas. Gerçek hikâye. 7. sf. Temel, başlıca, asıl: “Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır.” -N. Ataç. 8. sf. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan: Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek. 9. sf. Yapay olmayan. 10. sf. fel. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan.


gerçek İng. real
gerçek İng. real

1. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan. 2. Bilinçten bağımsız olarak var olan.


gerçek İng. real

Nesnel olan ve olanağın gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan (nesne, koşul, durum).


gerçek İng. reality

Görgül bilgi ve kavramsal kuruluşların konulu olan olgusal durum.


gerçek (I), (girçek)

1. Doğru, dürüst, hakikî, sahih. 2. Doğruluk.


gerçek (II)

bk. gerçek er.


Gerçek Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Doğru, dürüst. 2. Temel, başlıca, asıl doğayı yansıtan.


Gerçek

Şanlıurfa ili, Siverek ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


gerçek ile benzer kelimeler

gerçek er, ( gerçek erenler, gerçek (II), gerçekler )

Veli, mürşidi kâmil, ârif, ermişler.

acı gerçek

, -ği

a. 1. İstenmediği hâlde karşılaşılan sıkıntılı durum. 2. Kaçınılmaz durumlar.

en gerçek varlık

Lat. ens realissimum

Skolastik'te Tanrı'nın tanımlayıcı adlarından biri.

filmsel gerçek

İng. filmic reality

Sinema 1. Doğadan derlenen gereçler yardımıyla, sinemanın olanaklarından yararlanarak yeniden kurulan, yaratılan gerçek. 2. Kullanılan gereç ve başvurulan yöntemler, doğadaki gerçeğe uymasa bile, sonuç yönünden izleyicide gerçek d...

genişletilmiş gerçek doğru

İng. extended real line

(…)

genişletilmiş gerçek sayı sistemi

İng. extended real number system

(…)

gerçek adres

İng. actual address, absolute address

Bir verinin bulunduğu bellek konumunun, donanım üzerinde erişimin doğrudan yapılabileceği biçimde belirtilen adresi.

gerçek ağız boşluğu

İng. cavum oris proprium

anat. Ağız boşluğunun diş kemerlerinin içinde kalan bölümü, kavum oris proprium.


"gerçek" karakter analizi

  • gerçek, 6 karakter ile yazılır.
  • g harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'g', 'e', 'r', 'ç', 'e', 'k', şeklindedir.
  • gerçek kelimesinin tersten yazılışı ' keçreg' diziliminde gösterilir.

(e,g,k,r,ç) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yerli çekirge
Lat. Daciostaurus anatolicus

Yurdumuzda, tarımsal bitkiler için de zararlı olabilen çekirge türü.

Mısır çekirgesi
İng. Egyptian locust

30-68 mm. boyunda ve esmer kırmızı renkte, zararlı bir göçmen çekirge türü. (Yurdumuz

hayat geçirmek

yaşamak, varlığını sürdürmek: “Gayet parlak ve kibar bir hayat geçiriyordu.” -Ö. Seyfettin.

gözden çıkarmak

bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek: “İnsan, emeğini o kadar kolay g

Gökçetoprak

Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

gerçek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
g5
e1
r1
ç4
e1
k1
Toplam puan değeri13