genetik kirlenme

genetik kirlenme İng. genetic pollution

Kültür ortamlarından kaçan türlerle aynı türün yaban formunun eşleşmesi ve bunun sonucunda yaban hayatına daha az dayanıklı bireylerin meydana gelmesi olayı.


genetik kirlenme ile benzer kelimeler

endüstriyel kirlenme

İng. industrial pollution

Endüstriyel atıklarla oluşan kirlenme.

kirlenme

a. Kirlenmek işi: “Çevre sağlığını korumak ve çevre sini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” -Anayasa.


İng. pollution

Hava, su ve toprakta bazı maddelerin birikimi ile ortaya çıkan durum. Örnek: Havada f...

kirlenme yılgısı

İng. mysophobia

Çoğu zaman aşırı el yıkama ile kendini belli eden, kirlenmeye ya da bulaşıcı hastalıklara karşı duyulan korku hastalığı.

nokta kaynaklı kirlenme

İng. point source pollution

Belli bir kaynaktan gelen ve bir ortama yayılan kirlenme.

nokta kaynaklı olmayan kirlenme

İng. non-point source pollution

Çok farklı kirletici kaynaklardan ileri gelen ve bir ortama yayılan kirlenme.

radyoaktif kirlenme

İng. radioactive contamination

Radyoaktif maddenin, istenmeyen ortam ve malzemeyle oluşturduğu bulaşma.

termal kirlenme

İng. thermal pollution

Çeşitli endüstriyel kuruluşların soğutma suyu olarak kullandıkları ve sıcaklığı nispeten yüksek olan suyu, bir doğal su ortamına bırakmaları sonucu bu ortamın su sıcaklığının artması ve bunun sonucu ortamın bazı özeliklerinin istenmey...

Açılım (genetik)

Osm. inşikak

bk. ayrılım (By.), bölünüm


"genetik kirlenme" karakter analizi

  • genetik kirlenme, 16 karakter ile yazılır.
  • g harfi ile başlar, e harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'g', 'e', 'n', 'e', 't', 'i', 'k', ' ', 'k', 'i', 'r', 'l', 'e', 'n', 'm', 'e', şeklindedir.
  • genetik kirlenme kelimesinin tersten yazılışı ' emnelrik kiteneg' diziliminde gösterilir.

(e,g,i,k,l,m,n,r,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

salt gereksinme

bk. salt gereksinim

salt gereksinim
İng. absolute wants, absolute needs, absolute requirements

Yaşamsal açıdan zorunlu olan yeme, içme, barınm

zenginleştirmek

(-i) Zengin duruma getirmek, zenginleşmesini sağlamak: “Edebiyatı zenginleştiren genellikle bu tür, baştan çıkmış ya

ünlüğe getirmek

Yapmak, yaratmak, ortaya çıkarmak.

tün görmezlik
Fr. Héméralopié