gelişme yolunda ülkeler

(bir şey) yolunda görünmek

sorunsuz olduğu anlaşılmak: “Gecekondunun ışıkları yanıyor ve her şey yolunda görünüyordu.” -O. Aysu.

işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)

iş düzenli ve istenilen biçimde yürümek.

keyfi yolunda

sf. Keyfi yerinde: “Feride'nin bu sefer keyfi pek yolundaydı.” -M. A. Ersoy.

su testisi su yolunda kırılır

“bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar” anlamında kullanılan bir söz: “Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, ; ben doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım.” -H. Topuz.

tıkırı yolunda olmak (veya gitmek)

varlıklı olmak, hâli vakti yerinde olmak.

tıngırı yolunda

sf. Kazancı iyi.

yolcu yolunda gerek

1) “vakit geçirmeden yola devam edilmeli” anlamında kullanılan bir söz; 2) “herkes kendi işini bir an önce bitirmeye çalışmalı” anlamında kullanılan bir söz.

yolunda doğum