gecikme

gecikme

a. Gecikmek işi, teehhür, rötar: “Zaten gecikmemin sebebi evi aramak oldu.” -P. Safa.

gecikme İng. delay
gecikme

bk. geride olma

gecikme İng. lag

Otomatik denetim yönteminde duyarlılık ile uygulama arasında geçen süre.

gecikme İng. lag
gecikme İng. retardation

Eksi ivme kazanma; hızın düşüş hızı.

gecikme İng. latency

Elektronik bir düzenekte ses sinyalinin gönderildiği andan ses kaynağından cevabın alındığı ana dek geçen süre.

gecikme İng. lag, time lag

Herhangi bir olayın gerçekleştiği an ile o olaya ilişkin verilerin sağlanması, algılanması, yasama ve yürütme işlemlerinin gerçekleştirilmesi arasında geçen zaman. krş. veri gecikmesi, algılama gecikmesi, yasama gecikmesi, yürütme gecikmesi

gecikme İng. lag

(Zaman dizileri) Birlikte düşünülen iki olay ya da değerler arasında zaman açısından görülen ayrım,

---

gecikme ile benzer kelimeler

Almon gecikme modeli İng. Almon lag model

Almon gecikme tekniği İng. Almon lag technique

budama gecikme parametresi İng. truncation lag parameter

çok terimli dağıtılmış gecikme İng. PDL İng. polynomial distributed lag

dağıtılmış gecikme İng. distributed lag

dağıtılmış gecikme modeli İng. distributed lag model

dış gecikme İng. outside lag, effectiveness lag, impact lag, execution lag İktisadi politikaların uygulanmaya konulmasıyla, söz konusu politikaların ekonomi üzerindeki etkilerinin ortaya çıkması arasında geçen zaman. krş. iç gecikme

ekinsel gecikme İng. cultural lag (Ogburn) Tinsel ekin öğelerinin özdeksel ekin öğelerindeki değişiklikleri gecikmeyle izledikleri, çağını doldurmuş tinsel ekin öğelerinin yeni özdeksel koşullara karşın bir süre daha etkinliklerini sürdürdükleri görüşü.

---