felsefe

felsefe Ar. felsefe

a. 1. Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması: “Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur.” -N. Cumalı. 2. Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü: Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi. 3. Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi: Sokrates felsefesi. 4. Dünya görüşü: “Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız.” -H. Taner. 5. Bir konuda soyut düşünüş: “Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor.” -H. E. Adıvar.


felsefe İng. philosophy

1. Gerçeğin (realitenin) tümünü, özdek ve yaşam ile ilgili türlü belirtileri neden, ilke ve erekler bakımından inceleme amacı taşıyan düşünce etkinliği. 2. Bilgi, kavram, inanç ve kuramların çözümlenmesi ve eleştirilmesinde açıklık arayan düşünme yöntemi. 3. Bir kimsenin kişisel davranış ve düşüncelerine kılavuzluk yapmaya yarayan toplu ve tutarlı görüş. 4. Genel olarak mantık, ahlak, estetik, fizikötesi ve bilgi kuramı gibi dallardan oluşan geniş bilim alanı. 5- Liselerimizde okutulan ve felsefe düşünüşünün niteliği, felsefe sorunları, bilginin gelişmesi, ahlak sorunları, sanat ile felsefe arasındaki ilişkiler gibi konuları kapsayan ders.


felsefe İng. philosophy

(Yun. philosophia < philia - sevgi, sophia - bilgi, bilgelik) Bilgi, bilgelik sevgisi. // Varolanların varlığı, anlamı ve nedeni üzerine sorularla ortaya çıkmış. Önceleri dinin ve söylencelerin yanıtladığı bu sorular, eleştirel bir düşüncenin ve gözlemenin konusu yapılınca felsefe doğmuştur. Philosophos sözcüğü ilkin Herakleitos'ta görülüyor (Herakleides Pontikos, bu sözcüğü ilkin Phyhagoras'ın kendisi için kullandığını söylerse de güvenilir bir kaynak değil); ama philosophia terimi kesin anlamını Platon ve Aristoteles felsefesinde kazanmıştır. Platon'a göre felsefe, doğruya varmak, var olanı bilmek için düşüncenin yöntemli bir çalışmasıdır. Aristoteles'te felsefe, var olanın ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bilimdir, kısaca: ilkeler bilimidir. Sonradan felsefe değişik anlamlar kazanmıştır: 1. Bilimlerin anası olarak felsefe: a. Nesnelerin temeline inmek üzere yapılan bilimsel araştırmada kımıldatıcı, yönetici güç. b. Bilimlerin ön ve temel bilimi. 2. (Özellikle 19. yüzyılın ortalarından beri) Tek tek bilimsel araştırmaları bilimsel araçlarla bütünleyen ve yetkinteştiren çabalar: a. Tüm bir evren tablosuna varmak üzere bilimler arasında bağlantı kurma. b. Bilimsel bilginin ilkeleri, varsayımları ve yöntemleri üzerine eleştirel düşünme, c. Bilimsel araştırmalarla insan yaşamı arasında bağlantı kurma. 3. Kendine özgü araştırma yöntemleri geliştiren bilimsel-kavramsal düşüncenin kuşatıcı, bağımsız, kendine özgü biçimi: çözümleme, eytişim, özbetimlemesi (görüngübilim- fenomenoloji), yorumsama (hermeneutik), varoluşu uyandırma (varoluşçuluk) vb. 4. Bütün bilimsel bilgileri aşma olarak: a. Karşıtlar içinde birliğe varma (Alman idealizmi), b. Kuramsal olarak artık temellendirilemeyen, usdışı (irrasyonel) olan, kişisel yaşantıların ve yaşamın derinliklerinden çıkan değerlere ve değerler düzenine varma (yaşama felsefesi), c. Varoluşun özgürlüğü ve tarihselliği temelinden kalkarak koşulsuz olana, salt olana varma (varoluşçu felsefe). Felsefe iki temel bölüme ayrılır: 1. Sistematik felsefe: Bunun da temel dalları: fizikötesi ya da varlıkbilim (ontoloji), mantık, bilgi öğretisi, ahlak felsefesi (ethik) ve estetik (sanat felsefesi); ayrıca bunlara ek olarak tarih felsefesi, kültür felsefesi, toplum felsefesi, dil felsefesi, hukuk felsefesi, din felsefesi, doğa felsefesi vb. dallar. 2. Felsefe tarihi: a. Filozofların yaşam ve öğretilerinin tarihi, b.Felsefeyi ve felsefe yapıtlarını çağların ve toplumların kültürel, toplumsal bağlantıları içinde kavramaya ve ortaya sermeye çalışan düşünce tarihi, c. Felsefe sorunlarırin tarihi, d. Tarih dönemlerine göre ayrılmış felsefe tarihi e. Felsefe akımlarını ele alan felsefe tarihi vb.


felsefe İng. philosophy

Doğanın ve toplumun varoluşunun, insanın düşünme ve bilme sürecinin yasalarını, başta aktöre, sanat, siyasa olmak üzere kılgılı etkinliklerin oluşumlarını araştıran bilim.


felsefe ile benzer kelimeler

dogmatik felsefe

a. fel. Eleştirmeciliğin ve kuşkuculuğun tersine olarak her türlü inkâr ve kuşkunun üstünde tutulan birtakım ilkeleri benimseyen felsefe.

faydacı felsefe

bk. faydacılık

felsefe mantığı

İng. philosophical logic

Felsefe sorunlarıyla yakın ilgisinden dolayı yöneticiler mantığına verilen ad. ||Krş.. kipler mantığı, bilgisel mantık, sanısal mantık, ödev mantığı, süreler mantığı, yeğlemeler mantığı, kararlar mantığı.

felsefe tarihi

İng. history of philosophy

Felsefenin kökenini ve gelişimini, bu gelişimin yasalarını ve aşamalarını, değişik felsefe okulları ve akımları arasındaki çatışmaları inceleyen bilgi dalı.

felsefe yapmak

1) olayların sebep ve sonuçları üzerine kendince soyut birtakım düşünceler ileri sürmek: “Sana su şehirlerinin felsefesini yaptım.” -H. C. Yalçın. 2) bilgiçlik taslamak: “Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle tır.” -S. Birsel.

felsefe yöntemi

İng. philosophical method

Bulguların tutarlılığını denetlemek, türlü bulguları geniş düşünce örüntülerine yerleştirmek ya da bu örüntülerle olan ilişkilerini belirtmek, yani gerçeklere erişmek, araştırmaların ve bilimin temel konutlarını incelemek ve kurall...

skolastik (felsefe)

İng. scholastic

(Lat. scholasticus < schola = okul): İnanç ile bilgiyi, kilise öğretisiyle özellikle Aristoteles'in bilimsel dizgesini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Orta Çağ felsefesi. // Ereği, usu dinin doğrularına uygulayarak inanç konularını ...


"felsefe" karakter analizi

  • felsefe, 7 karakter ile yazılır.
  • f harfi ile başlar, e harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'f', 'e', 'l', 's', 'e', 'f', 'e', şeklindedir.
  • felsefe kelimesinin tersten yazılışı ' efeslef' diziliminde gösterilir.

(e,f,l,s) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

temsilci harf

bk. yer tutucu simge.

sinir çiftleri
Osm. ezvâc-ı asabiye

(biyoloji)

refleks kemeri
İng. reflex arc

Afferent yol, efferent yol ve bunları birbirlerine bağlayan sinir hücrelerinden oluşan sin

omfalosel
İng. omphalocele

Göbek fıtkı.

makrosefal
Fr. macrocéphale

sf. (ma'krosefal, l ince okunur) anat. Başı anormal derecede büyük olan (

felsefe - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
f7
e1
l1
s2
e1
f7
e1
Toplam puan değeri20