dolay

dolay

a. Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar: “Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı.” -H. Taner.

dolay Fr. Limbe
dolay

Dönemeç, viraj

dolay

1. Etraf, çevre. 2. Tepelerin derelere doğru uzanan girintili çıkıntılı yerleri. 3.bk. dolamaç (I). 4. Sınır. 5. Bir yanı dağ olan yol ve suyun kıyısında bir şerit gibi uzanan kara parçası. 6. Dağın eteği.

dolay

Uzak akrabalık için kullanılır: O bizim dolaydan akrabamızdır.

dolay

İnsan ya da herhangi bir varlığın belden aşağı kısmı.

dolay İng. entourage

Bir düzgün uzayda düzgünlük içinde bulunan kümelerden her biri.

dolay, (dolayı, tolayı, dolayu, tolayu)

1. Muhit, çevre, etraf. 2. Çepçevre, fırdolayı, dairen-mâdâr

Dolay Köken: T.

Cinsiyet: Erkek Etraf, çevre.

Dolay

Sinop ili, Ayancık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Dolay

Tokat ili, Reşadiye ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

dolay ile benzer kelimeler

dolay dolay Çepçevre.

bakışımlı dolay İng. Symmetrie entourage Bir düzgün uzayda ( )eşitliğini gerçekleyen V dolayı.

dolay kandaşlığı İng. kinship in the direct line (direct relationship) Kardeşler, amca, dayı ve hala çocukları arasındaki yakınlık.

dolay kutupsal sf. gök b. Kutup yakınında olan.

dolay kutupsal yıldız Osm. kevakib-i kutbiye (astronomi)

karak dolay ayırımı Fr. İridectomédialyse, iridotomédialyse, corétomédialyse

---