didik didik

didik didik

zf. 1. Didiklenmiş biçimde: Topraklar bile ateş ve demir sağanaklarıyla didik didik karışmıştı. -H. C. Yalçın. 2. En ince ayrıntısına kadar.

didik didik ile benzer kelimeler

ayrıntılı bir biçimde aramak: Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık. -Y. Atılgan.

Didikleyerek araştırmak. Bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak

didiklemek: Bu emel bana bu üç yıllık ömrümü didik didik edip kâğıt üzerine koymamı zorluyor. -H. E. Adıvar.

didiklenmek.

2. Kesilmiş hayvanın baş, ayak, gerdan gibi parçaları.

Gaga

Yırtık, didilmiş şey.

Hırçın.

Eğer altı (?)

'd', 'i', 'd', 'i', 'k', ' ', 'd', 'i', 'd', 'i', 'k', şeklindedir.
didik didik kelimesinin tersten yazılışı ' kidid kidid' diziliminde gösterilir.

tüneldeki yılan bk. Avrupa Para Yılanı Sistemi
madiklemek (-i) Hile yapmak, dolap çevirmek.
kara semenderi Lat. Mertensiella luschani Kuyruklu iki yaşamlılar (Urodela) takımından, vücutları oldukça kalın, 17 cm
zindelik , -ği a. Dinçlilik, canlılık, sağlamlık.
zindeleştirmek (-i) Zindeleşme işini yaptırmak.