didik didik ditmek

didik didik ditmek

Didikleyerek araştırmak. Bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak

didik didik ditmek ile benzer kelimeler

zf. 1. Didiklenmiş biçimde: Topraklar bile ateş ve demir sağanaklarıyla karışmıştı. -H. C. Yalçın. 2. En ince ayrıntısına kadar.

ayrıntılı bir biçimde aramak: Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık. -Y. Atılgan.

didiklemek: Bu emel bana bu üç yıllık ömrümü didik didik edip kâğıt üzerine koymamı zorluyor. -H. E. Adıvar.

didiklenmek.

, -der

(-i) 1. Yün, pamuk vb.ni tellere ayırarak kabartmak. 2. Elle çok küçük parçalara ayırmak: Haşlanan etleri soğuduktan sonra didiniz.

Fr. Effiler

Gaga

Deş...

2. Kesilmiş hayvanın baş, ayak, gerdan gibi parçaları.

Gaga

Yırtık, didilmiş şey.

Hırçın.

Eğer altı (?)

'd', 'i', 'd', 'i', 'k', ' ', 'd', 'i', 'd', 'i', 'k', ' ', 'd', 'i', 't', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
didik didik ditmek kelimesinin tersten yazılışı ' kemtid kidid kidid' diziliminde gösterilir.

zindeleştirmek (-i) Zindeleşme işini yaptırmak.
topuk demiri a. Kapı menteşelerinin altta kalan erkek bölümü.
tekil tamdeyim İng. singular formula İçinde hiç bir niceleyici geçmeyen tamdeyim.
sabitkadem Ar. ²¥bit + ®adem sf. (sa:bitkadem) esk. 1. Süreklilik gösteren. 2. Sözüne sadık, sözünü t
mideye oturmak yenilen şey sindirilmeyip mideye rahatsızlık vermek.