devirmek

devirmek

(-i) 1. Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek: “Ne ince boyunlu ilaç şişesini ne kırmızı kutuyu devirdiniz.” -N. Hikmet. 2. mec. Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak: Başkanı devirmek. 3. mec. Hepsini kısa sürede içip bitirmek: “Birinci, ikinci ve üçüncü bardaklarını hep bu birlik konusuyla devirdiler.” -N. Cumalı. 4. mec. Bir yana eğmek: Şapkasını yana devirdi. 5. mec. Belli bir yaş dönemini geride bırakmak: Amcam ellisini devirmiş bir kişidir. 6. (nsz) mec. Bir kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek.

devirmek

Tornacılıkta yontmak,

---

devirmek ile benzer kelimeler

büzzük devirmek Yan yatmak.

çam devirmek karşısındakine dokunacak veya kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek: “Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti.” -H. R. Gürpınar.

dağ (veya dağları) devirmek çok zor işleri başarmak.

gözlerini devirmek öfke ile bakmak: “Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri, gözlerini devire devire bağırıyor.” -Ç. Altan.

hükûmeti devirmek zor kullanarak devlet yönetiminde değişiklik yapmak.

kavuk devirmek (Ort. O.) Kavuklu'nun kavuğunu yere düşürmeden bir baş hareketiyle devirmesi.

kazan kaldırmak (veya devirmek) tar. 1) yeniçeriler yemek pişirilen kazanı devirerek ayaklanmak, isyan etmek: “İkide birde kazan deviren yeniçerilerin dışında askerlikte talim ve terbiye esaslarına göre Avrupai bir nizam ile askerliğimizin ihdası pek hayırlı olmuştu.” -A. Ş. Hisar. 2) mec.

kitap (veya kitaplar) devirmek (veya devretmek) bir veya birden çok kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek: “... zengin bir tasvir ve izah yapabilmek için evde kitaplar devirdi.” -M. Ş. Esendal.

---